2 Ekim 2010 Cumartesi

ÇOK HAYATİ BİR UYARI…!!!











YÖK Başkanı Özcan, ABD ve İsrail'in domatese yerleştirilecek bir genle Türk milletini 20 yıl içinde yok edebileceğini söyledi.



Yükseköğretim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan, Nevşehir Üniversitesinin akademik yılı açılışı dolayısıyla Nevşehir Kültür ve Sanat Merkezi'nde düzenlenen törende yaptığı konuşmada, üniversitelerden çok daha fazla yayın, patent, yenilik, çevreyle, ülkenin ekonomik sorunlarıyla ilgili yenilikler beklediklerini söyledi.





Bir üniversitenin, içinde bulunduğu toplumun ihtiyaçlarından soyutlanamayacağını vurgulayan Prof. Dr. Özcan, YÖK olarak üniversiteleri değerlendirirken etrafına ne kadar faydalı oluşuna da bakacaklarını kaydetti.





Türkiye'de zaman zaman çeşitli adlarla grip salgını görüldüğünü, her seferinde büyük paralar sarf edilerek aşı ithal edildiğini anlatan Özcan, şöyle konuştu:





'Son olayda da gördünüz, aşıların büyük bölümü kullanılmadı, geri gitti ama biz büyük paraları yurt dışına transfer ettik.





Bu arada hiçbir üniversiteden şöyle bir talep gelmiyor: Madem bu kadar acil bir sorun var, insanlarımız ölüyor, her 6 ayda bir değişik şekilde karşımıza çıkıyor, acaba kendimiz bu aşıyı elde edemez miyiz?





Bir-iki üniversite çıksın, Başbakanımıza gitsin, 'Biz bu işi çalıştık, bu aşıyı ürettik, desteğe ihtiyacımız var' desin.





25 milyon lirayla böyle bir projeye başlamak mümkün oluyor. Bunu talep etsinler isterdim, ama hiçbir üniversiteden ses çıkmadı. Ses çıkmıyor, dışarıdan büyük miktarda ilaç alıyoruz, büyük miktarda serum alıyoruz, orada da ses çıkmıyor.





Tıbbi cihazların hemen hepsi dışarıdan alınıyor. 'Bunlar burada üretilemez mi?' diyen bir üniversite yok. Sağlık sektöründe çok büyük ilerlemeler oldu ama bağımlılıkta bir azalma yok.





Bence sağlıkta ve diğer sektörlerde bağımlılığı azaltacak olan üniversitelerdir.'





Türkiye'ye ABD ve İsrail'den domates ve buğday tohumu ithal edildiğini anımsatan Özcan, şunları söyledi:





'Ülkemizde yetiştirilen domates ve buğdayın tohumlarının büyük bir kısmı, yerli tohumumuz olmadığı için Amerika ve İsrail'den geliyor. Bir Türk aydını olarak bazen gerçekten kendimi çok küçük hissediyorum. Yani biz ihtiyacımız olan domates tohumunu bu ülkede üretemez miyiz?





Evvelden atalarımız bu tohumları kendileri üretip, yıllarca bu üretimin devamını sağlamışlar. Biz niye yapmıyoruz?





Tohumculukla ilgili bir araştırma enstitümüz olsa, buna birkaç üniversitemiz öncülük etse, fena mı olur?





Sonunun ne olacağı da belli değil. Bu domates tohumunu alıyorsunuz, artık genetik programlama diye bir şey var, içine bir genetik mekanizma yerleştirirler. Hiç bilmediğimiz hastalıklara kapılabiliriz. Böyle şeylerle, zamanla bir milleti yok edebilirsiniz.





Öyle bir şeyler yerleştirirler ki, 20 yıl içerisinde o tohumdan yiyen insanlar ölür. Öyle tehlikeler de var. Sadece 'aman paramız dışarı gidiyor' endişesiyle söylemiyorum. Üniversitelerimizin bu konularda bize yardım etmesini istiyoruz.'





Türkiye'de iki üniversitenin dünyadaki ilk 500 üniversite arasında yer aldığını belirten Özcan, şöyle devam etti:





'Üniversiteleri ölçmek için dünyada kullanılan sıralamalar var. Times'ın, yükseköğretim dünya üniversiteleri sıralaması var.





Geçen hafta çıkan bir yayında iki üniversitemizin çok büyük başarı elde ettiği ortaya çıktı. Bir üniversitemiz 112'nci, bir başka üniversitemiz de 183. oldu. Türk üniversitelerinin ilk 500'de yer almadığı eleştiriliyordu. İlk 200'de yer almaya başladı. Böyle büyük başarılar istiyorsanız, büyük finansal kaynakları yükseköğretime ve eğitime vereceksiniz.





Dünyada ekonomide 17. sıradayız, yabancı dergilerde yayımladığımız makaleler sıralamasında da 17. sıradayız. Ekonomiyle bir paralellik var. Ne kadar koyarsanız o kadar alıyorsunuz.'





Avrupa'daki üniversitelerin belirli standarda ulaşmak için birbirleriyle yarıştıklarını anlatan Özcan,





'Okul dışında alınan kredilerin bir şekilde okul kredisi haline çevrilmesiyle ilgili bir sistem uyguluyorlar. Örneğin siz çalışıyorsunuz ama üniversiteye gidip, birkaç ders alabiliyorsunuz. O dersleri artırıp, lisans diploması almaya yetecek kadar kredi toplayabilirseniz, o üniversite size lisans diploması veriyor.





Biz de dışarıdaki iş tecrübelerini akademik kredilere çeviremiyoruz. Bu yönde bir eksiğimiz var. Onun dışında diğer Avrupa ülkelerindeki üniversiteler gibi elimizden gelen gayreti gösteriyoruz. İyi bir yerdeyiz ve bu yerimizi koruyoruz' diye konuştu.





Timeturk yazarı ve Gıda Hareketi Başkanı Kemal Özer, aylar önce kaleme aldığı “Yıl 2023, zeki çocuklar ve bankadaki tohumlar” başlıklı yazıda YÖK Başkanının uyarılarını böyle hikâyeleştirmişti.





Konuyu değerlendiren Kemal Özer, “Biz söyleyince komplo teorisi diyenler şimdi ne diyecekler? Bu komplo teorisi değil, insanlığa kurulan ahlaksız bir komplodur" dedi.



(http://www.timeturk.com/ - Perşembe 30.09.2010 - 21.00)

1 yorum:

  1. Egitim ve sınavlarda gelinen nokta çok acı

    tus forumlarında iddialar “...Bundan 7-8 kadar yıl önceydi. 5-6 defa girdiğim ÜDS lerden 50-60 arası alıp duruyordum. Meşhur bir TUS dersanesinin Meşhur bir sahibi -ki iyi İngilizce bilmesi ile de tanınır- yerime ÜDS ye girebileceğini söyledi. "Sen de sarışın gözlüklüsün ben de, kimse anlamaz bile, ben böyle çok kişiye ÜDS-KPDS kazandırttım" dedi. Tabi teklifini "bütün akademik hayatımı b.k çukurunun üzerine bina edemem" diyerek reddettim. 1-2 sınav daha sürünüp kendim 71'imi aldım. Eğer yakalanırsa "sevgili JOKER abimin" aleyhine tanıklık ederim. Allah islah etsin, bir adamın her işi mi YAMUK olur ya?”

    http://www.stetuskop.com/showthread.php?t=4964&page=62
    http://www.stetuskop.com/showthread.php?t=10037
    http://www.stetuskop.com/showthread.php?t=4309
    http://www.stetuskop.com/showthread.php?t=9306
    Ateş olmayan yerden duman çıkar mı
    tusdata ve veya uz.dr sami selçukbiricik in sponsoru olduğu drtus.com tus forumunda övünme ve güç gösterisi olarak anlatılan ösym den bilgi sızdırmalarını, ilişkilerini, bağlantılarını, görüşmelerini maddi güç ve fetö paralel yapı veya başka bir cemaat örgüt dava yapı bağlantısı olmadan nasıl yapılabileceği şayanı hayret bir konu olarak şüpheleri celbetmekte haklıdır tusdata ve veya sahibi uz.dr. sami selçukbiricik iddia edildigi gibi feto paralel fethullah gülen mensubu mudur iskenderpaşa hakyol mensubu mudur bilinmez ve böyle olsa da olmasa da özkaya özel hayatı kendi tercihidir bu kısmına saygı duyulmalı ancak 15 Temmuz olayları davası gazileri ve şehitlerini yaşamış bu ülkede ilişkiler ağı Ağacın Kurdu kitabındaki gibi rahatsız edici giriftlikte.. Bu arada ösym nin sınava başkasının yerine girdiği tespit edilen tus Dersanesi sahibi ifadesiyle bu kişinin kamu oyunun anladığı kişinin büyük ihtimalle uz Dr Sami selçukbiricik olduğu kanaati oluşuyor. Ösym nin ve uzman doktor sami selçuk biricik in de açıklama ve videolarında net bir aksi beyanı yok ..soruşturmaların akamete uğraması bu ortamda bu bağlantılarla ve tusdata dusdata maddi sponsorluğunda yayın yapan Drtus.com tus/dus/eus forum sitesinde ösym ve yök te tanıdıkları olduğu ve maddi gücü fazla olduğu icin ösym de yök te sağlık bakanlığında muhatap kabul ediliyor itibar görüyor beyanları zaten malumun ilanı beklenen bir durum . Geçmiş yıllardaki Konya Beyaz Kalem olayındaki gibi bundan çıkan, anlatılan veya kanaatimize göre anlatılmayandan hissedilen anlam tusdata hazırlık dersanesinin paralel yapi feto Fethullah Gülen cemaatine genç klinisyenler yapılanması içinde herkesten farklı özel ve çok fazla kontenjan ayırdığı ve iyilik yapmak icin ücretsiz aldığı kişisel verileri yasadışı kaydettiği yani fişleme yaptığı belgeleri videoları rezaleti..
    ÖSYM kampanyaları ile bir yandan tusdata bir yandan STV ve zaman gazetesi bir yandan taraf gazetesi ile ÖSYM'nin şifre ve hatalı soru ve sınavlarla gündeme gelirken kpss, ve polis hakim avukat savcı sınavları yolsuzluğunun unutturulduğu gündemin ösym ciddiyetsizliğiyle yaptığı hatalı sorular üzerinden hak arıyor tarzı kampanyalarla her sınav döneminde ösym yolsuzluğu gündeminin değiştirilip kpss sınavı ve diğer sınav soru çalmalarının ve zaman aşımı türü örtbaslarin siyasette milletvekili Prof.Dr. ÖSYM ve YÖK ' teki kirli bağlantıları, telefon mail iletişim ve irtibatlı kişileri Dolar Euro Dinar Dirhem Afyon Esrar ne kullanıyorlarsa Ali Veli Halil Bilal İsa Musa Sema Esma Ayşe Fatma Fatih Burhan Nurhan Orhan Muharrem Mükerrem Naim Saim Rabia Safiye Nazife Hafize Binnur Zin Nur Rahmi Rahim adları her kimse kimdir bunlar bulunmalı ve hala ayıklanmadığı gerçeğinin örtüldüğü sürece . .
    seffaf olmasi gereken kurumların kanser gibi hasta hastalıklı enfekte bir ilişki zinciri değil mi?
    Her sınavda sorular alındı mı çalındı mi sızdı mi sızdırıldı mi kaygısı yersiz Mi?

    YanıtlaSil