16 Ekim 2010 Cumartesi

MEHMET İPEK, ŞALPAZARI’NDA TOPRAĞA VERİLDİ



Önceki gün vefat eden Mehmet İpek, bugün Şalpazarı’nda toprağa verildi.



Kanuni İlköğretim Okulu eski Müdürü Ali İpek'in kardeşi ve Trabzon Lisesi emekli öğretmenlerinden Veysel İpek’in ağabeyi, Harita Mühendisi Müt. Muhittin İpek’in, İstanbul üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gökhan İpek’in, Türkiye’nin tanınmış kalp cerrahlarından İstanbul üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Genel Cerrahi doktorlarından Öğretim Üyesi Prof. Dr. Turgut İpek’in amcaları ve Trabzon Kadastro Müdürlüğünün sevilen teknik elemanlarından Piribey İpek’in babası Mehmet ipek(82); 15.10 2010 Cuma günü Allah’ın rahmetine kavuşmuştur.



Merhum Mehmet İpek’in cenazesi bugün(16.10.2010 Cumartesi Günü) Şalpazarı Merkez Camii’nde Cuma Namazını müteakip kılınan cenaze namazdan sonra Şalpazarı Çarlaklı Köyü İbikli Mahallesindeki aile mezarlığına defnedildi.


Cenazeye Şalpazarı Belediye Başkanı eski eğitimci Fehmi Cengiz, Prof. Dr. Gökhan İpek, Prof. Dr. Turgut ipek, Cengiz İpek, Muhittin İpek, Emekli Eğitimci Ali İpek, Emekli Eğitimci Veysel İpek, Trabzonspor eski futbolcusu Selami, Emekli başmüfettiş Cemil Erkut, İsmet yirmibeşoğlu, Mehmet Candaş, Müfettiş Hayrettin İpek, Semahat İpek ve birçok bürokrat, siyasetçi ve çok sayıda vatandaş katıldı.


Merhum Mehmet İpek, Şalpazarı’nın çok sevilen simalarından biriydi. İpek, 3 ay önce rahatsızlanmış ve en son Trabzon Fatih Devlet Hastanesi’nde tedavi görüyordu.


İşçi emeklisi olan Merhum İpek, 3’ü erkek, 3’ü kız olmak üzere 6 çocuk babasıydı.



HABER ve FOTOĞRAFLAR: Mehmet BİRİNCİ/ Trabzon Haber Ajansı 
 

CENAZEDEN GÖRÜNTÜLER:

















ARAP BÜYÜKELÇİ ve EŞLERİ VALİLİK KONUTUNDA AĞIRLANDI

Trabzon Valisi Dr. Recep Kızılcık ve Eşi Sema Kızılcık, Trabzon'da bulunan 7 Arap ülkesinin büyükelçileri ve eşlerini Valilik konutunda ağırladı.


Programa Bakan Özak ve bayan Özak ve Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Erşad Hürmüzlü de katıldı.



Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Erşad Hürmüzlü ile önceki gün Trabzon'a gelen Kuveyt, Mısır, Tunus, Yemen, Libya, Cezayir ve Katar büyükelçilerini eşleriyle birlikte evinde ağırlayan Vali Dr. Recep Kızılcık ve eşi Sema Kızılcık, Spordan Sorumlu Devlet Bakanı Faruk Nafiz Özak’ın eşi Verda Özak’ın da aralarında bulunduğu konuklarıyla yakından ilgilendiler.



“Trabzon’umuz tarihi geçmişi, kültür varlıkları ve doğasıyla turizmde son derece önemli bir merkez.

Sayın büyükelçilerin bu güzellikleri bizzat kendilerinin tecrübe etmelerini, görmelerini ve böylece de kendi ülkelerinde ilgili yerleri bilgilendirmelerini istedik.

Bu üç günlük gezinin sadece Trabzon’umuz için değil, bölgemiz ve ülkemiz adına çok olumlu geçtiğini söyleyebilirim.

Başlattığımız bu güzel ilişkileri daha da ileriye taşıyarak Trabzon’umuzun başta turizm olmak üzere birçok konuda hak ettiği seviyeye çıkması için gayret sarf edeceğiz” dedi.

Heyet adına konuşan Kuveyt Büyükelçisi Abdullah Abdulaziz Al-Duwalkh ise ilk defa Trabzon’a geldiklerini belirterek, Trabzon’da gördükleri konukseverlikten dolayı başta Vali Dr. Recep Kızılcık ve eşi Sema Kızılcık olmak üzere bütün Trabzonlulara teşekkür etti.

Büyükelçi Duwalkh’i,
“Sayın valimiz bize buraları tanımamız için vesile oldu. Eğer bizi buraya getirmeseydi böyle muhteşem güzel bir yeri görmemiş, bilmemiş olacaktık.

Burada gördüğümüz fotoğrafı ülkemize döndükten sonra herkese anlatacağız. Şunun sözünü buradan verebiliriz. Burada gördüğümüz yakınlık ve ilgiyi, ülkelerimize, hükümetlerimize, özel sektörlerimize ve hatta kamu sektörümüze de anlatacağız ve burada yatırım yapmalarını isteyeceğiz” şeklinde konuştu.



“Üç günlük ziyaret sırasından çok güzel dostluklar kurduk. Bu dostlukların ömür boyu devam edeceğine inanıyorum. Ziyaretin Trabzon adına çok olumlu geçtiğini düşünüyorum” diye konuştu.




Daha donra konuklarına Trabzon’a özgü gümüş işlemeli Kazaziye kolye hediye eden Bayan Kızılcık, konuklarına artık Trabzon’da bir evleri olduğunu ve her zaman kendilerini Trabzon’a beklediğini söyledi. (V.B.)
Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Erşad Hürmüzlü’de büyükelçilere ve eşlerine gösterdikleri yakın ilgiden ve misafirperverliklerinden dolayı Vali Dr. Recep Kızılcık ve eşi Sema Kızılcık’a teşekkür ederek, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Trabzon ziyaretinde kendisine gösterdikleri ilgiden dolayı da kendilerine Cumhurbaşkanı Gül’ün teşekkürlerini iletti.
Büyükelçi eşleri ile yakından ilgilenen ve kendi yaptığı yemekleri konuklarına servis yapan Bayan Kızılcık ise,
Büyükelçileri ve eşlerini ağırlamaktan dolayı duyduğu memnuniyeti dile getiren Vali Kızılcık, Trabzon’un son yıllarda özellikle Arap turistlerin ilgi odağı olduğunu belirterek,

LONDRA’DA TARİHİ HALI SERGİSİ

Türk-Osmanlı tasarımı halılar Londra'da sergilendi.



İngiltere'nin başkenti Londra'da yaşayan Türk tasarımcı Esti Barnes, Osmanlı İmparatorluğu kültüründen esinlenerek tasarladığı yeni halı kolleksiyonu 'Ottomania'yı sergiledi. Türkiye'nin Londra Büyükelçisi Ünal Çeviköz başka olmak üzere yerli ve yabancı konuklar da sergiye katıldı


Esti Barnes, benzer çalışmaları nedeniyle daha önce İngiltere ve ABD'de farklı ödüllere layık görülmüştü. 6 farklı halı tasarımı ile dikkat çeken Ottomania, Osmanlı kültürünün zengin motiflerini sunuyor. Halılardan birinin üzerinde Osmanlı Tuğrası bulunuyor.


Türk - Osmanlı Sanatını, İngiltere'de yansıtmak istediğini dile getiren Esti Barnes, bugüne kadar hiç kimsenin bu alanda benzer bir çalışmaya imza atmadığını söyledi.

Sergiyi gerçekleştirmek için uzun yıllar üzerinde çalıştığını belirten Barnes;

"Çok zevkle çalıştım bu konuda. Bilmediğim birçok şeyi öğrenmiş oldum. Osmanlı Sarayının dedikodularına bile girdim" dedi.

Bu alandaki çalışmalarına devam edeceğini belirten Barnes;

"Halılar burda üretiliyor ancak tasarımları ve desenleri Türkiye'de yapılıyor. Halı seçmemin nedeni tamamen şans oldu. Zamanla ilgi duymaya başladım. Çok iyi geri dönüşümler aldım. İngilizlerden büyük ilgi gördük" şeklinde konuştu.

(www.timeturk.com  - 15 Ekim 2010 Cuma – 09.04)

Yeşilay Genel Başkanlığına Av. Muharrem Balcı seçildi

69. Olağan Genel Kurulu'nu yapan Türkiye Yeşilay Cemiyeti'nin Genel Başkanlığına tanınmış avukatlardan Muharrem Balcı seçildi.



Türkiye Yeşilay Cemiyeti Genel Başkanı olarak ilk açıklamasını yapan Av. Balcı,

"1 asırdan beri madde bağımlılığıyla mücadele eden, Anayasamız'a 58. maddenin girmesinde önemli katkıları olan, 'Dumansız Hava Sahası'na yaptığı katkılardan dolayı yasamızın benimsenmesine ve desteklenmesine önemli ölçüde yardımcı olan, tertemiz, pırıl pırıl mazisiyle her kesimin sempatiyle baktığı, saygı duyduğu kuruma genel başkan seçilmem, benim için onurdur. Bu önemli vazifeyi, yetkili kurullarımızdaki arkadaşlarımızla başarılı bir şekilde yürütmek için elimizden gelen gayreti göstereceğiz.

Buraya yıllarca emek vermiş, zaman ve enerji harcamış, herhangi bir karşılık beklemeden koşmuş olan gönüllülerimize, benden önceki genel başkanımıza ve çalışma arkadaşlarına şükranlarımı sunuyorum" dedi.

Yeşilay'ın kurumlaşma çalışmasına hız vereceklerini aktaran Muharrem Balcı,

"Doğru ve faydalı projelerin kaynak problemi olmaz. İnsanlarımız ve kurumlarımız elbette ülkemizin en önemli vazifelerinden birini yapan Yeşilay'a seve seve destek olacaktır. Bu noktada bütün dostlarımızı ve çevremizi bilgilendireceğiz.

Sorunların, iletişim ve uzlaşma kültürüyle çözüleceğine inanıyoruz. Sağlıklı ilgi, yaklaşım ve empatiyle yapılan çalışmalar başarıya ulaşır. Birinci derecede gündem maddelerimiz aile içi sağlıklı iletişimle kamu ve özel kurumların Yeşilay’ımızın misyonuna duyarlı katkıları olacaktır. Bu noktadaki sıkıntıları iyi biliyoruz" şeklinde konuştu.

Türkiye Yeşilay Cemiyeti yeni Genel Başkanı Av. Muharrem Balcı'nın Mesajı:

Çok Değerli ve Duyarlı dostlarım,

Uzun yıllar genç hukukçu arkadaşlarımla yaptığımız hukukun yaygınlaştırılması çalışmalarımız, ülke insanımızın geleceğine kast eden ve yaşam haklarını ellerinden alan her türlü kötü alışkanlıkların ve bağımlılıkların da ortadan kaldırılmasına yönelmiş bulunmaktadır. Birlikte gayret ve güvenimizle oluşturulan zincirin halkaları bu defa Yeşilay özelinde bizleri bir yeni göreve hazırlamaktadır.

Özellikle geleceğimiz olan gençlerimizin beden ve ruh sağlığını tahrip eden sigara, içki, kumar, fuhuş, internet ve ekran bağımlılıklarının tek tek bireyler olarak engellenmesi mümkün olmamaktadır. Bu nedenle 90 yıl önce hamiyetli insanlar tarafından kurulmuş ve kamuya yaralı statüsü tescilli Yeşilay’ımıza Genel Başkan olarak takdim ve tensip edildim.

Yönetim ve Denetim Kurullarına seçilmiş değerli uzman arkadaşlarımla Yeşilay’ın bu güne kadar yaptığı faaliyetleri “Yeşilay Daha Fazlasını Yapabilir” düsturu ile daha da ileri götürmek azim ve karalığındayız.

Kurullarımızda her biri alanlarında deneyimli ve yüksek özverili değerli uzman Yeşilay Dostlarımız bulunmaktadır. Geçmiş dönemlerde görev almış Yeşilay Dostlarının da katkılarıyla yeni dönemde Yeşilay’ımızı umut olmaya devam ettireceğimize inanıyoruz.

Özellikle Sayın Başbakanımız başta olmak üzere bizlere destek veren ve verecek olan tüm Yeşilay dostlarına gönüllü görevli arkadaşlarım adına şimdiden şükranlarımı sunuyorum.

Yeşilay’ımızın tüm çalışmalarından sizleri haberdar ederek, katkılarınızı talep edecek, her kurumun kapısını çalacağız. Tüm insanımızın evine misafir olacak, birlikte üretecek, Aile İçi Sağlıklı İletişimi sağlayacak ve geleceğimizi teminat altına almaya çalışacağız.

Sürekli gündem maddemiz, ‘Aile İçi Sağlıklı İletişim’ ile ‘kamu ve özel kurumların Yeşilay’ımızın misyonuna uyarlı çalışmalara katkıları’ olacaktır. Bu kapsamda;

Yeşilay olarak sağlıklı yaşama kültürünü aşılayan, bilimsel veriler ve yeni yöntemlerle çalışan kurum olmaya çalışacağız. Tüm ulusal ve uluslararası Sağlık Örgütleri ile irtibatlı ve eş zamanlı çalışmalarımızda dostlarımızı yanımızda görmek dileğimizdir.

Değerli Dostlarım,

Uluslararası şer odaklarının arzuladığı ahlâki çöküntünün giderilmesine yönelik çalışmalarımızda her tür katkıyı yanımızda hissedeceğimiz inancını hiçbir zaman yitirmeyeceğimize inanıyorum. Yeşilay camiasındaki tüm gönüllülerin bu yöndeki enerjileri ve heyecanları, dostlarımızın ilgileri ve katkıları çalışma esaslarımızın en önemli destekleri olacaktır.

Yeşilay’ımızın yeni döneminde tüm gönüllülerimize, görevlilerimize, siz değerli Yeşilay Dostları’na derin sevgi ve saygılarımı sunarım” dedi.




(www.timeturk.com  - 15 Ekim 2010 Cuma - 13:42)

15 Ekim 2010 Cuma

Yavuz Bülent Bakiler için gece düzenlendi

Şair-Yazar Yavuz Bülent BAKİLER için ''Saygı Gecesi'' düzenlendi.


Edebiyat Sanat Kültür Araştırmaları Derneği ile İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür A.Ş tarafından Tarık Zafer Tunaya Kültür Merkezi'nde gerçekleştirilen gecede, Bakiler'in Türk dili ve edebiyatına katkıları anlatıldı.


Gecede konuşan Bakiler, Türk dilinin, Türk halkının kitap okuma alışkanlığı olmaması nedeniyle kan kaybettiğini belirterek,

''Yıllarca uğraşıp dilimize soktuğumuz, işlediğimiz kelimeleri, 'Bunlar eski kelimelerdir' diyerek dilimizden çıkartmaya çalışıyoruz ve yerine uyduruk kelimeler getiriyoruz'' dedi.


Edebiyata ilgisinin çocukluk yıllarında başladığını, halk edebiyatını annesinden duyduğu türküler ve masallarla tanıdığını anlatan Bakiler, bir toplumun ayakta kalabilmesi için dili ve edebiyatının sağlam olması gerektiğini söyledi.


Yıllarca bu duyarlılıkla hareket ettiğini ifade eden Bakiler, Türk dilinin güzelliklerini anlatarak, eski eserlerden örnekler verdi.


Yazar Mehmet Nuri Yardım'ın yönettiği toplantıda, Türkolog Meryem Aybike Sinan, Bakiler'in nesirlerini anlattı.


Bakiler'in şairliği gibi yazarlığının da son derece güzel olduğunu kaydeden Sinan, 12 yaşındayken okuduğu ''Türkmenistan Türkmenistan'' adlı eseriyle Bakiler'i tanıdığını, kitaptaki anlatımı çok beğendiğini ve o günden beri Bakiler'in tutkulu bir okuyucusu olduğunu söyledi.


Yavuz Bülent Bakiler'i ''Sözcüklerin efendisi'' olarak nitelendiren Sinan, ''Bana Bakiler şair mi, hatip mi, söz ustası mı deseler, üçünde de son derece usta olduğunu söylerim'' diye konuştu.


Gecede, yazar İsa Kocakaplan ile şair Ali Hakkoymaz da Bakiler'in sanatsal yönüyle ilgili düşüncelerini dile getirdi.


Ebru sanatçısı Hikmet Varoşlu, Bakiler'e bir ebru tablosu hediye etti. Toplantı sonunda katılımcılara Bakiler'in ''Harman'' adlı şiir kitabı verildi. AA

(www.timeturk.com  - 15 Ekim 2010 Cuma - 02:30)

Büyükelçi Eşlerini Ağırladı

Trabzon Valisi Dr. Recep Kızılcık’ın eşi Sema Kızılcık, Trabzon Valiliği’nin davetlisi olarak şehrimize gelen Arap ülkeleri büyükelçilerin eşlerini ağırladı.



Trabzon’a gelen Kuveyt, Mısır, Tunus, Yemen, Libya büyükelçilerinin eşlerini Valilik konutunda ağırlayan Bayan Kızılcık, misafirleriyle yakından ilgilendi. Spordan Sorumlu Devlet Bakanı Faruk Nafiz Özak’ın eşi Verda Özak’ın da aralarında bulunduğu konuklarıyla sıcak bir ortamda sohbet eden Bayan Kızılcık, konuklarını evinde ağırlamaktan dolayı son derece mutlu olduğunu söyledi.



Trabzon’un tarihi ve kültürel geçmişi hakkında konuklarına bilgi vererek, Trabzon’u konuklarına en iyi şekilde tanıtmaya çalışan Bayan Kızılcık,
“Tarihi geçmişi, doğası ve kültürüyle her dönem önemli bir merkez olan Trabzon’umuzu misafirlerimize en iyi şekilde tanıtmak istiyoruz. Konuklarımızın, Trabzon insanının sıcaklığını ve misafirperverliğini yakından tanımaları için bu ziyaretin önemli bir fırsat olduğunu düşünüyorum” dedi.


Yapılan bu ziyaretlerinin toplumların birbirlerini daha iyi tanımaları adına önemli olduğunu kaydeden Bayan Kızılcık, konuklarının çok güzel duygularla Trabzon’dan ayrılacağına inandığını söyledi.



Bayan Kızılcık daha sonra konuklarına Trabzon’un Maçka ilçesindeki Sümela Manastırı’nı gezdirdi.


Maçka Coşandere tesislerinde konuklarıyla birlikte yemek yiyen Bayan Kızılcık, yöresel kuymak yemeğini kendi elleriyle konuklarına servis yaptı.

Misafirlerini biran olsun yalnız bırakmayan Bayan Kızılcık, ziyaretin Trabzon’un tanıtılması adına çok önemli olduğunu sözlerine ekledi. (V.B.)

ARAPLAR’DAN TRABZON’A BÜYÜK İLGİ

Arap Ülkelerinden Kuveyt, Mısır, Tunus, Yemen, Libya, Cezayir, Katar
Büyükelçileri Trabzon ve havalisini 14-16 Ekim 2010 tarihleri arasında
ziyaret edecekler.




Kuveyt Büyükelçisi Abdullah Abdülaziz Al-Duwalkh ve eşi, Mısır Büyükelçisi Abderahman Salaheldin ve eşi, Tunus Büyükelçisi Gley El Hadj ve eşi, Yemen Büyükelçisi Abdül Qawi Al Eryani ve eşi, Kibya Büyükelçisi Ziyad Adham Muntesar ve eşi, Arap Devletleri Ligi Miyonu Büyükelçisi Muhammed Al Fatih Al Nasıry, Cezayir Büyükelçisi Mouloud Hamai, Katar Büyükelçisi Adbur Razzak Abdul Al Ghani ve Türkiye’den Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Erşat Hürmüzlü ve eşi, Cumhurbaşkanlığı Protokol Müdürlüğü Uzamanı Fatih Aygün ve TRT Arapça Kanalı Koordinatörü Sefer Turan ve eşi 14-16 Ekim 2010 tarihleri arasında Trabzon’u ziyaret edecektir.


Arap Heyeti öncelikle 14-16 Ekim 2010 tarihler arasında Trabzon Valisi Dr.
Recep Kızılcık’ı ziyaret ettikten sonra Trabzon Belediye Başkanı Dr. Orhan
Fevzi Gümrükçüoğlu’nu ardından TTSO Başkanı M. Suat Hacısalihoğlu’nu,
Trabzon Hava Limanının, Maçka Sümela Müzesini, Sürmene Memişağa
Konağı’nı, Uzungöl Beldesini, Ayasofya Müzesini(Camii), Atatürk Köşkü’nü,
Boztepe’yi, Kunduracılar Caddesini ve bazı ticaret merkezlerini gezecek,
Karadeniz’e ve Trabzon’a özgü yemeklerden tadma ve folklorunu seyretme
fırsatını elde edeceklerdir.

 
HABER: Muhammet YAVRUOĞLU

TRABZON VALİSİ KIZILCIK, ALMAN GENÇLERİ KABUL ETTİ

Trabzon Valisi Dr. Recep Kızılcık, Alman Gençlere: “Dünyanın Barış ve Huzur İçersinde Olması Siz Gençlerin Elindedir” Dedi.


Trabzon Valisi Dr. Recep Kızılcık, Trabzon Gençlik ve Spor Müdürlüğü'ne bağlı faaliyetlerini yürüten Trabzon Gençlik Merkezi ile Almanya'nın Dortmund kentinde faaliyet gösteren IBB Internationalesu- Begegnunnwerke. V Derneği'nin ortaklaşa gerçekleştirdikleri "Kültür Elçiliği" projesi kapsamında Trabzon'a gelen Alman gençleri kabul etti.



Alman gençlere partner olarak seçilen Trabzonlu gençlerle birlikte Trabzon Valiliği’ni ziyaret eden misafirleri Valilik B Toplantı Salonu’nda kabul eden Vali Kızılcık, “Dünyanın geleceği siz gençlersiniz. Dolayısıyla insanlığın barışına, huzuruna ve kardeşliğine sizlerin vereceği mesajlar ve kendi toplumunuza götüreceğiniz iyi duygular, düşünceler bizim açımızdan son derece önemlidir” dedi.


“Bizler globalleşen ve tabi ki modernleşen dünyada gençliğin ne kadar önemli bir değer olduğunu biliyoruz” diyen Vali Kızılcık, “Ulusal sınırların da belirli oranda anlamlarını yitirmesi sonucu insanlar, özellikle siz gençler dünyanın diğer ucundaki insanların acılarına ve sevinçlerine ortak olabiliyorsunuz. Dünyanın barış ve huzur içersinde olması siz gençlerin elindedir” ifadelerini kullandı.


İletişim ve ulaşım imkanlarının fazla olması ve son derece gelişmesinin günümüz gençlerinin geçmiştekilere göre daha şanslı olduğuna dikkat çeken Vali Kızılcık, konuşmasını şöyle sürdürdü:


“Belki iletişim ve ulaşım imkânlarının bu kadar fazla olmaması nedeniyle daha yaşlı nesiller sizler kadar çağdaşlarıyla, mevkidaşlarıyla birbirini yakından tanıma dertlerine, tasalarına ve sevinçlerine ortak olma imkânı bulamayabiliyorlardı. Bizzat görmeden iletişim kurmadan diğer toplulukları diğer bölgeleri çevirmiş olan metinlerden ya da yazılmış olan kitaplardan ki bunlar bazen belirli bir önyargı çerçevesinde dizayn edildikleri için çok yanlış duygulara ön yargılara kapılması mümkün olabiliyordu. Ulaşım ve teknoloji çağında bizlerin geçmiş nesillere göre ön yargılarla yazılmış kitaplar veya çevrilmiş filmlerle manipüle edilmesi eskisi kadar kolay değil. Üniversite öğrencileri arasındaki öğrenci değişim ve sportif kültüre anlamdaki öğrenci değişim program ve projeleri doğrultusunda artık dünya gençleri birbirlerini daha iyi tanıyabiliyor.”


Trabzon'un 4 bin yıllık tarihi bir geçmişe sahip kültür, sanat ve spor şehri olduğunu dile getiren Vali Kızılcık, misafir gençlerin Trabzon’u, Trabzon insanını tanıyıp, çok güzel duygularla Trabzon’dan ayrılacağına inandığını kaydetti.

 

12–16 Ekim tarihleri arasında Trabzon'da kalacak olan gençler, Sümela Manastırı, Ayasofya Müzesi, Atatürk Köşkü, Arsin’de köy gezisi yapacaklar.


Gençler ayrıca halk oyunları, tiyatro, halı saha maçı, fidan dikimi, radyo programları gibi çeşitli faaliyetlerde bulunacak. (V.B.)

“Siyasetin Serumu; Başörtüsü”

Cevdet TELLİOĞLU'nun Makalesi


Kamera...
Tepesindeki kırmızı gözünü kırpmaya başlayıp, kırmızı kırımızı bakmaya
başlayınca,
okjektifin karşısında bulunan siyasetçilerin kimyası değişiyor.
Söylemek istemediklerini söyleyenler mi istersiniz...
Söylemek istediklerini söyleyemeyenler mi!...?
Maalesef beyinlerin örtülmesine sebep olan bu sihirli cama ulaştırma
aracının,
henüz kalpleri örtecek bir sihri bulunamadı.
O sebeple on yıllardır siyasetin serumu olan başörtüsü, hala herkes
için; Renklerine, desenlerine, şekline, duruşuna yapışılması
ve oradan can alınması gereken serum konumunu, devam ettirmekte.


Dine saldırının ve saldırmak isteyenin beyinlerinin ekran karşısında
örtüldüğü artık yadsınılamaz bir realite.
Toplumun gelişmesi, vizyonunun dünya konjonktürüne uygun hale
gelmesinden dolayı ,
onlar karşısında, onların istediklerine en azından yakın konuşmaya
çalışmak, yani istemediklerini söylemek zorunda kalmak,
takiye yapmak, sıkıntı oluştursa da artık yapılıyor.


Ancak, saldıranın kimyasını değiştiren sözlerin, yüze yansıması ve
kimyasında oluşturduğu değişikliğin,
meydana getirdiği kalp ritminin düzeni ya da düzensizliği, zanlıyı
,siyaset serumu olarak başörtüsünü kullandığı konusunda,
ele verecek cinsten olmaya, devam ediyor.


Bir başka zihniyet olan;"Çözülürse arkasına saklanacak, oylarımı
arttıracak bir yeni siyaset serumu bulup ayakta durmayı beceremem,
bu yüzden kargaşa ortamı benim oy depom olarak devam etmek zorundadır"
anlayışındakilerin örtülü sözleri,
beyaz camdan tebessümlere yansımaya devam ediyor.


Ya da "dini gereğidir" diyemeyen bir siyasetçinin, söylemek
istediklerini söyleyemeyerek,
demokrasi kavramının ardına yapışırken, kalbinin nasıl
"inançlarım" dediğini duymak için stetoskop kullanmak gerekmiyor.


Millet görüyor...


Anlamazlar... gibi ahmakça bir düşüncenin ardına sığınma adına kafasını
hala kumda tutmaya devam edenler,
başörtüsü ile kendi duruşuna can vermeye çalıştığı siyaset serumunun artık
her iki taraf da, damara kadar çoktan indiğini, görmek istemiyorlar.


Millet anlıyor...


Ve millet, demokrasi adına, insan hakları adına, özgürlükler
adına, inançlar adına,
yıllardır verdiği mücadelenin sonucuna nihayet gelindiğinin farkında.


İster her karam için ayrı mücadele edenler tarafında olsun,
ister bütün bu kavramları "olmazsa olmaz" kabul edenler tarafında olsun,
bu millet, bu değerlere topyekün sahip çıkıyor.


Artık başörtüsünün siyaset serumu olarak kullanılmasının dönemi kapanıyor.
Bireysel özgürlüklerin, bireysel kazancın, bireysel refahın toplumu
bütünleştireceği,"
toplumsal kazanca" dönüştüreceği yolun başına geldik.


Hem de buraya bu kavramları onaylayan, kendini yelpazenin neresinde
görürse görsün, anlayışı/düşünesi ne olursa olsun, bu noktaya,
bu kavramlardan yana olan herkes ile birlikte geldik.


Bunu, karşı duruş şekli ve söylemek istemediklerini kameralara
söyleyerek destek olanlar da,
azımsanmayacak ölçüde önemli,,,


Bu milletin geri dönmeye de hiç mi hiç niyeti yok.


Artık başı açık olanla, başı örtülü olanın aynı ortamda,
birlikte ve kardeşçe okuyabileceği, çalışabileceği, üretebileceği ve
kimsenin kimseye müdahale edemeyeceği günler, büyük aile
olabileceğimiz günler gelmiştir.


Yeni serumlara...

Cevdet TELLİOĞLU
cevdettellioglu@timeturk.com

(www.timeturk.com 11.10.2010 )

KTÜ'de ÖZGÜRLÜĞE İLK ADIM

KTÜ Rektörlüğü de YÖK’ün kararlarına uyarak, başörtüsünü serbest bıraktı.

Karadeniz Teknik Üniversitesi'nde (KTÜ), öğrencilerin kampüse başörtülü girişine izin verildiği bildirildi.

KTÜ Rektörü Prof. Dr. İbrahim Özen, AA muhabirine yaptığı açıklamada, son günlerde başörtüsü konusunda değişik görüşler ortaya konulduğunu ifade ederek, ''KTÜ olarak biz, öğrencilerimizin başörtüsüyle kampüse girişine izin vermeye başladık'' dedi.

İsteyen öğrencilerin kampüs alanı ve kantinlerde başörtülü olarak rahatlıkla hareket edebileceğini belirten Özen,

''Ancak bu öğrencilerimizin derslere başörtüsüyle girişine izin vermiyoruz.
Üniversitelerde başörtüsü ile ilgili durum netleşene kadar da bu uygulama devam edecek'' diye konuştu.

Prof. Dr. İbrahim Özen, bu konuda şu ana kadar hiçbir öğrenci ile sorun yaşamadıklarını da kaydetti.

KTÜ Rektörlüğünün bu kararı “Özgür Üniversite-Özgür Üniversiteli” özlemine giden yolda ilk adım olarak değerlendirildi ve öğrenciler, öğretim üyeleri ve halk tarafından büyük memnuniyetle karşılandı.


(Kaynak: www.haber61.net - 12 Ekim 2010)

“HACCA GİTMEDEN ÖNCE HACI OLMAYI BAŞARMAK”

“Kutsal yolculuğun başladığı şu günlerde bu güzel alıntı yazıyı siz değerli okuyucularımla paylaşmak istiyorum.” (Fikret UÇAR)



İnsan önce yüreğindeki Kâbe’yi bulmalı, ondan sonra düşmeli hac yoluna.


Gideceği yolu bilmeyenler, kıblesine henüz karar vermeyenlerin gidebileceği bir yer yoktur.


Başını taştan taşa vurarak, akan sular yatağı doğru değilse gedeceği yer de bir bilinmezdir.


Yanlış yol, kırılmış ve yıkılmış kalpler bırakır hüzünlü mazide. Nerede, nasıl hangi mevkide olursa olsun insan önce gideceği yönü bulup pusulasını ona yöneltmeli. Sonra revan olmalı yollara.


Doğru yönü bulmak kadar doğru yolda ilerlemek, yürümek için çaba göstermek gerekir. Yürümek için içinde bir aşk yangını her gün yanmalı. Yürekte yangın yoksa yol çekilmez olur. En küçük engeller insanı yolundan döndürebilir. Küçük bir çakıl taşı, yoldaki bir tümsek, açılmış bir çukur ya da yanlış bir işaret yada işaretçi yoldan çıkarabilir insanı.


Kıblesini bulup yoluna revan olan varmak istediği yere geldiğinde çektiği zahmet kadar kıymet arz eder vardığı yer. Kolaylıkla elde edilenin kıymeti yoktur. Yollarda çekilen ıstırabı, vuslatta rahmete dönüştürmekte önemlidir.


Varılmak istenen Kâbe’ye varıldığında sevgiliye kavuşulmanın verdiği heyecanla “buyur” denilmeli. Yüreğinin seni çağırdığı yerde olmanın mutluluğuna gözyaşı ırmağı karışmalı.


Dönmeli bir Mevlevi semazen gibi ellerini açıp yüreğindeki Kâbe’nin etrafında. Kendinden kaçıp kendini bulmalı. Kendinden uzaklaşıp, kendine yaklaşmalı.


Açılmalı içindeki demir perdelerle kapalı gönül kapısı. Herkesi, her şeyi kucaklayacak kadar genişlemeli. Yıkmalı içindeki putları kendinden öncekiler gibi. Eğmeli başını gökten toprağa eğilen güneş gibi. Toprakta bir gölge olmalı, gölgede hiç.


Gidip gelmeli içindeki vicdan vadisinde, zemzem ırmağını bulmak için. Pişmanlık duvarlarını yıkıp içindeki günah vadisine bir beyaz ihramla yol almalı. İçindeki gecenin siyah örtüsünün arkasından ağarırken gün ellerini açıp vakfede durmalı. Kalabalık bir mahkemenin önünde sanık sandalyesinde yalnız yargılamalı kendisini. Bütün günahlara karşı durur gibi dik ama bir o kadar da mütevazı bir el açmalı sevgilisine.


İbrahim gibi bütün putları kırıp kendi boynuna asmalı gerektiğinde baltayı. Sonra en büyük nefis putunu devirmeli.


Ateşi, ateşe atıp, ateşi yakmalı ateşle. Yandığında pişmeli, piştiğinde yanmalı. Alevlerden geriye kalan korlar güllün kırmızılığına dönüşmeli.


Yürekte bir tomurcuk yetim ve öksüz açmalı. Kendinden hicret edip gönül dünyasında bir muhacir olmalı. Bulmalı araya araya kaybolmuş merhameti, aşkı, şefkati, sabrı, çileyi, emeği, umudu…


Tam arındım demeden, günahları geride bırakıp, gitmeye hazırlanmadan önce içindeki şeytanı taşlamalı. Başkalarının şeytanlarına söz söylemeden önce en büyük taşı içindeki şeytana atmalı. Sonra sıyrılmalı bütün benliğini kuşatmış günah esaretinden. İhramını çıkartarak, ana rahmine yeni düşmüş bebek gibi masum kalmalı ömrünün her deminde.


Bir muhacir hüznü ile geldiği bu aşk mabedinden münevver bir şehrin yoluna revan olmalı. Bir aşk nurunun bahçesinde mecnun olmalı. Dünyada bir muhacirken, yüzünü sürdüğü topraklar, eğildiği secde, kırdığı putlar, yaktığı benlik onu ensarlığa terfi ettirmeli.


Gittiği yer yöne, vardığı her yere, karşılıksız, çıkarsız güller götürmeli. Kendi bahçesinde yetiştirdiği gülleri karamsarlık girdabındaki yüreklere sunmalı. Dünyada gül açmayan bahçe kalmayıncaya kadar yürümeli. Bir karınca misali varamasa da her gönle, tutamasa da her uzatılan eli, gidemese de çağrılan her yere, ölmeli yolunda.


Arayan bulur Kâbe’sini, bulan koşar sevdiğine, arınır toprağın yağmurla arındığı gibi günahlarından, kendinden. Bir muhacir gibi yaşadığı dünyada bir ensar yüreği ile çalar her sabah bütün kapalı kapıları. Nice kervanlar çölün sıcağına, susuzluğuna, zahmetine rağmen tutmuşlar gül şehrinin ve gül neslinin yolunu.


Geride kalanlar, birkaç gün daha müsaade bekleyenler, işlerini bitirip, evlatlarını yetiştirme telaşına düşenler, tali yolarda tökezleyenler, benlikleri ayaklarına takılanlar, bir “keşke günü”ne kadar özgürlüklerinin köleliğini sürecekler. Allah-u Teâlâ bu hassasiyetlerle Hac’ca gitmeyi cümlemize nasip eylesin. Allah’a emanet olun.


Fikret UÇAR
fikrethoca61@hotmail.com

13 Ekim 2010 Çarşamba

TARİHİ ve MEGA KENT İSTANBUL'DAN TARİHİ KENT TRABZON'A ZİYARET

Artvinli Hemşehrimiz, İstanbul Belediye Başkanı TOPBAŞ, Trabzon Valisi Dr. Recep KIZILCIK’ı Ziyaret etti.



Artvinli Hemşehrimiz, İstanbul Belediye Başkanı Kadir TOPBAŞ beraberinde Rize eski Milletvekili Abdulkadir KART, AK Parti İstanbul İl Başkanı Aziz BABUŞÇU ve AK Parti Trabzon İl Başkanı Adnan GÜNNAR ile birlikte Trabzon Valisi Dr. Recep KIZILCIK’ı makamında ziyaret etti.



Ziyaretten duyduğu memnuniyeti dile getiren Trabzon valisi Dr. Recep KIZILCIK,


“Hemşerimiz olan İstanbul Belediye Başkanı Sayın Kadir TOPBAŞ’ın Valiliğimizi ziyaretlerinden memnun oldum.


Her zaman bölgemize ve özellikle de Trabzon’umuza ihtiyacı olduğu her dönem yardım yapmaktadırlar, kendilerine teşekkür ediyorum” dedi.



Üç günlük bir bölge gezisi kapsamında Trabzon’da olduklarını ifade eden Başkan Topbaş ise bir yerel yönetici gözüyle Trabzon’da yerel yönetimlerin, Trabzon Valiliği, Belediye ve İl Özel İdaresi’nin güzel çalışmalara imza attıklarını gördüğünü ve bu çalışmaların umut verici olduğunu söyledi. Başkan TOPBAŞ, bugüne kadar yapmış oldukları destekleri sürdürmeye devam edeceklerini ve her zaman Trabzonlu hemşerilerinin yanında olacağını ifade etti.



Konuşmaların ardından Başkan TOPBAŞ’a ziyaretin anısına Trabzon’a özgü gümüş işlemeli fincan takımı hediye eden Vali KIZILCIK’a Başkan TOPBAŞ da “Kültür Başkenti İstanbul” kitabı ve “lale” figürlerinden oluşan plaket takdim etti. (V.B.)

12 Ekim 2010 Salı

Akçaabat Sebatspor Yönetimi Vali Kızılcık’ı Ziyaret Etti

Trabzon Valisi Dr. Recep Kızılcık, Akçaabat Sebatspor Kulübü Başkanı Zeki Öztürk ve yönetim kurulu üyelerini makamında kabul etti.

 Yeni oluşan Akçaabat Sebatspor yönetimine başarılar dileyen Vali Kızılcık, “Güçlü bir ekiple iş başındasınız. Başarılı bir sezon geçireceğinize inanıyorum” dedi.



“Akçaabat Sebatspor gibi güzide ve köklü bir kulübün sorumluluğunu üstlendiğiniz içinde sizlere teşekkür ediyorum” diyen Vali Kızılcık, “Bu dönemde gerçekten bu tür kulüpler yönetiminde yer almanın bir cesaret işi olduğunu çok iyi biliyoruz. Çünkü seyircimiz, yöre insanımız yapısı gereği başarıyı çok kısa vadede bekliyor. Bunda belki de haksız da değiller. Şüphesiz önce bir altyapıyı oluşturmanız sonrada takımın başarılı olmasını beklememiz lazım. Vatandaşımız da hep başarılara alışık olduğu için bunu kısa vadede görmek istiyor” şeklinde konuştu.


Başkan Öztürk ise Akçaabat Sebatspor’a daha büyük başarılar yaşatmak üzere göreve geldiklerini ifade ederek, yönetim olarak Akçaabat Sebatspor’un tarihine ve köklü geçmişine yakışır başarılara imza atmak için ellerinden geleni yapmaya çalışacaklarını söyledi.


Konuşmaların ardından Başkan Öztürk, Vali Kızılcık’a “61 sırt numaralı Recep Kızılcık yazılı forma” hediye etti. (V.B.)

10 Ekim 2010 Pazar

A. Bünyamin YAVRUOĞLU ile Kübra SAMAN Evlendi

MUTLULUKLAR SİZİN OLSUN



Bünyamin YAVRUOĞLU ile Kübra Hanımın Nikâh Töreni, 10.10.2010 Pazar Günü Akçaabat Kültür Park Tesisleri'nde Yapıldı...


Bünyamin YAVRUOĞLU ile Kübra SAMAN'ın Nikâh Töreni 10.10.2010 Pazar Günü saat 16.00’da Akçaabat Kültür Park Tesisleri'nde Yapıldı...

Nikâh Törenine katılım yüksek oldu. Çiftin nikâhı Akçaabat Belediye Başkanı Şefik Türkmen tarafından kıyıldı. Çiftin nikâh şahitliklerini ise Dörtyol Belediye Başkanı Cevat Birinci, Mustafa Erge ve Karikatürist Yazar Harun Yavruoğlu Yaptı. Dörtyol Belediye Başkanı Cevat Birinci kısa bir konuşma yaptı. Çiftin nikâhını kıyan Belediye Başkanı Şefik Türkmen Evlilik Cüzdanını çifte vermek üzere Karikatürist Harun Yavruoğlu'na verdi. Harun Yavruoğlu da kısa bir konuşmadan sonra Evlilik Cüzdanını Kübra Hanım’a takdim etti.


Güzel bir ortamda geçen nikâh törenine; Prof. Dr. Mehmet Yıldız, Prof. Dr. Kadriye Yıldız, MEMUR-SEN Bölge Başkanı Mehmet Kazancı, Doç. Dr. Mustafa Pehlivan, Işıklar Belediye Başkanı Alişan Bayram, İller Bankası Eski Bölge Müdürü Ziya Onur Baki, Sosyal Hizmetler İl Müdür Yardımcısı Ramazan Latifoğlu, Trabzon Fatih Çocuk Yuvası Müdürü İsmail Hakkı Aydın, Işıklar Eski Belediye Başkanı Süleyman Birinci, Trabzon Barosu Avukatlarından Av. Zeki Bezirganoğlu, Av. Osman Cora ve Av. Salih Cora ve daha birçok tanınmış kişi katılırken Trabzon Milletvekili (MHP) Süleyman Latif Yunusoğlu, Trabzon Sanayi ve Ticaret Odası (TTSO), Ak Parti Trabzon Merkez İlçe Başkanı Yılmaz Büyükaydın, Yurt-Kur Bölge Müdürü Minür Özkurt, Polat İnşaat Adına Recep Polat, Makine Mühendisleri Odası Trabzon ve Tunceli Şube Başkanlığı, Harita Mühendisleri Odası Trabzon Şube Başkanlığı, Trabzon Belediye Başkan Yardımcısı Osman Gökhan Bali, Trabzon Belediye Meclis Üyesi (CHP) Kemal Kılıç, Aksular Otel adına Yaşar Temel Aksu, İşadamı Tayfun Sezeroğlu, İş adamı Ömer ve Osman Tosun, Işıklar Belediye Başkanı Alişan Bayram, Akçaabat belediye başkanı Şefik Türkmen, Avukat Necati Özlü ve Eşi, Arslan Yavruoğlu ve Hüseyin Yavruoğlu'nun çiçek ve çelenk göndermesi dikkati çekti.


Nikâh Törenine mazeretleri nedeniyle katılamayan ve Nikâh Salonuna ulaşan, Trabzon Milletvekillerinden Y. Mimar Safiye Seymenoğlu, Süleyman latif Yunusoğlu ve Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal işler Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Cevdet Erdöl, Bayındırlık ve İskân Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Minür Büyüksalih, Bayındırlık ve İskân Bakanlığı Yapı işleri Genel Müdürü Ali Rıza Korkmaz, K.T.Ü. Rektörü İbrahim Özen, Ak Parti İl Başkanı Dr. Adnan Günnar, Trabzon Vakıflar Bölge Müdürü Mazhar Yıldırımhan ve Trabzon Milli Eğitim Müdür Yardımcısı Miktat Eyüpoğlu tarafından gönderilen telgraflar okundu. Takı töreni ve tebriklerden sonra gençler kısa bir süre mahalli oyun havaları ile coştu.

Genç Çifti Tebrik Eder, Ömür Boyu Mutluluklar Dileriz…

HABER - FOTO: Mehmet Birinci; Hasan Akyüz