14 Mayıs 2011 Cumartesi

BEŞİKDÜZÜ 10. ‘MAYIS 7 ŞENLİKLERİ’ 18 MAYIS’TA BAŞLAYACAK


Trabzon'a bağlı Beşikdüzü ilçesinde bu yıl 10'uncusu düzenlenecek olan ‘Uluslararası Mayıs Yedisi Şenlikleri’ kapsamında, 18-20 Mayıs tarihleri arasında çeşitli etkinlikler yapılacak.


Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın katkılarıyla düzenlenen ve 3 gün sürecek olan Uluslararası Geleneksel Beşikdüzü Mayıs 7’si Şenlikleri, 18 Mayıs'ta Beşikdüzü Doğu Gözaçan Parkı'nda yapılacak açılış töreni ile başlayacak.


Açılış günü ilçede yürüyüş, sergi, masa tenisi müsabakaları ve halk oyunları gösterileri yapılacak ve etkinlikler; verilecek konser ile devam edecek.


Şenliklerin ikinci gününde ise uçurtma şenliği, konferans, futbol müsabakaları ve yine halk oyunları etkinlikleri yapılacak.


Üçüncü gününde ise tekne gezintisi, yelken gösterisi ve Deniz Şehitleri Anma etkinlikleri yapılacak ve aynı gün akşam saatlerinde okunacak Mevlid-i Şerif ve Kur’an ziyafeti ile etkinlikler sona erecek.


ETKİNLİK PROGRAMI


1. GÜN


18 MAYIS 2011 ÇARŞAMBA


10.00 - Açılış, Saygı duruşu, İstiklal Marşı, Çelenk Sunma (.Doğu GÖZAÇAN Parkı)
11.00 - Festival Yürüyüşü (Sahil Cad., Hacı Yusuf ÇAKMAK Cad., Eski Hükümet Konağı)
12.00 - Kızılay Standı Açılışı( Bölge Trafik önü)
12.30 - Okullar Standı Açılışı (Ticaret Meslek lisesi)
13.00 - Yöresel Yemekler Sergisi açılışı (Kız Teknik ve Meslek Lisesi)
13.30 - Fotoğraf Sergisi Trabzon Fotoğraf Sanatı Derneği
Karikatür sergisi Karikatürcüler Derneği Trabzon Temsilciliği (Özel İdare Binası Giriş katı)
14.00- Masa tenisi-Badminton müsabakaları(Sağlık Meslek Lisesi)
14.30 - ADD Standı açılışı (Cumhuriyet Mah. Küçük Ev Çay Ocağı)
15.00 - Halk Oyunları (İlçenin belirli yerlerinde)
17.00 - Defile (İ. Doğu GÖZAÇAN Parkı)
18.00 - Kuzeyin Uşakları Halk oyunları Gösterisi (İ.Doğu GÖZAÇAN Parkı)
18.00 - Konser- Havai Fişek gösterisi (İ.Doğu GÖZAÇAN Parkı)


2. GÜN


19 MAYIS 2011 PERŞEMBE


13.30 - Uçurtma Gösterisi (İ . Doğu GÖZAÇAN Parkı)
14.30 - Konferans YKKED Beşikdüzü Şubesi- İMKB Anadolu Öğr. Lisesi Çok Amaçlı Salonu(Doç. Dr. Sinan KILIÇ-Son Köy Enstitüsü: Van-Ernis Köy Enstitüsü)
16.00 - Futbol Karşılaşması (Beşikdüzü Spor Halı Saha Tesisleri) 17.00 - Halk oyunları (İlçenin belirli yerleri)
18.00 - Kuzeyin Uşakları Halk Oyunları Gösterisi(İ.Doğu GÖZAÇAN Parkı)
18.30 - Konser- Havai Fişek gösterisi( İ.Doğu GÖZAÇAN Parkı)


3. GÜN


20 MAYIS 2011 CUMA


10.00 - Deniz Şehitleri Anma Etkinlikleri (Doğu Gözaçan parkı)
11.00 - Mayıs Yedisi Etkinlikleri (Çeşmeönü Limanı)
13.00 - Tekne Gezintisi ve yelken gösterisi
14.00 – Halk Oyunları (İlçenin belirli yerleri)
20.00 – Mevlid ve Kur’an-ı Kerim Okunması (Merkez Eski cami)

2. ÖZGÜRLÜK FİLOSU’NDAKİ YERİNİZİ ALIN!


Filistin topraklarında 60 yılı aşkın bir süredir devam etmekte olan İsrail işgali insani felaket boyutlarında sürmektedir.



Yüzlerce kilometrelik “utanç duvarı” ile Batı Şeria topraklarındaki işgal ve izolasyon sürerken 1967’de işgal edilen Gazze’deki dram ise 2005’deki yerleşimcilerin boşaltılması akabinde boyut değiştirerek devam ettirilmektedir.

2007 yılından beri Gazze’de hava, kara ve denizden devam ettirilen hukuksuz ambargo ile İsrail bölgeyi top yekûn olarak yok etme siyaseti gütmekte, bombardımanlarla katliam üstüne katliam yapmaktadır.


Her türlü temel ihtiyaç maddesinden yoksun olan Gazzeliler için acil bir yardım koridoru oluşturmak ve hukuk dışı olarak devam ettirilen ablukayı kırmak için geçen sene Mayıs ayında yola çıkan 1. Özgürlük Filosu uluslararası sularda korsanca bir saldırıya uğramış, bu saldırı neticesinde 9 insani yardım gönüllüsü şehit edilmiştir. Saldırı sonrası tüm dünyanın gündemine daha etkin bir biçimde gelen Filistin’deki insanlık dışı hadiseler İsrail’in daha güçlü bir şekilde sorgulanmasına zemin hazırlamış, en üst makamlardan İsrail gaddarlığı kınanmıştır. Sivil insanların iradeleriyle ortaya konan eylem baskı ve zulüm gören halklar için de ilham kaynağı olmuştur.



Şimdi 2. Özgürlük Filosu bu kez çok daha güçlü bir şekilde Gazze için yola çıkıyor. 22 sivil toplum kuruluşunun organize ettiği 2. Özgürlük Filosu 15 gemiden oluşacak ve 100’den fazla ülkeden her meslek grubundan 1500 aktivist hukuksuz ablukanın bir an evvel kaldırılması için filodaki yerini alacak. Yola çıkacak olan Filo'ya Türkiye'den yine Mavi Marmara gemisi katılacak.


2. Özgürlük Filosu’na katılım için ön kayıt başvuru formunu doldurmak yeterlidir. Başvuran kişiler arasından Mavi Marmara’ya binecek kişiler belirlenecektir.


Gazze için sürdürülen bu insani çabaya ayrıca ayni ve nakdi olarak destekleriniz beklenmektedir.


Ön başvuru formunu doldurmak için


BKNZ: www.ihh.org.tr/filo-katilim-formu/tr

BAKAN DEMİR'DEN BÜYÜK ÇIKIŞ: “MEMURLARIN ÖNÜNDEKİ SİYASET YASAĞI KALDIRILMALI”


Bayındırlık ve İskân Bakanı Mustafa Demir; ''Devlet memurlarının önündeki siyaset yasağının kaldırılması gerektiğine inanıyorum. Çünkü, devlet memuru arkadaşlarımızın bilgi ve birikimlerinden yararlanamıyoruz. İnşallah önümüzdeki süreçte bu gerçekleşir'' dedi.



Bakan Demir, Memur-Sen'in Samsun Büyükşehir Belediyesi Canik Kültür Merkezi'nde organize ettiği kahvaltıya katıldı.


Demir, burada yaptığı konuşmada, memur sendikacılığının özellikle son yıllarda çok büyük mesafe kat ettiğini söyledi. Bu sürece hükümetin katkı sağladığını ifade eden Demir, şunları kaydetti:


''Özellikle Türkiye son 8,5 yılda bilgi teknolojilerini en üst düzeyde uyguluyor. Kamu alanında geçmişe dönük problemlerin bir bir çözüldüğünü görüyoruz. Hükümet politikalarının hizmete dönüştürülmesinde çok büyük mesafe kat edildi. Kamu hizmetlerinin vatandaşa yansımasında en etik olan şey, hizmeti en kısa sürede vatandaşa sunmaktır. Burada, Memur-Sen üyesi arkadaşlarımızın da katkısını görüyoruz'' dedi.


Memur sendikalarının hala kat etmesi gereken mesafeleri olduğunu dile getiren Bakan Demir, bunun için de ortak çalışmalara ciddi anlamda ihtiyaç duyulduğunu söyledi.


Memura siyaset yasağına da değinen Demir,


''Devlet memurlarının önündeki siyaset yasağının kaldırılması gerektiğine inanıyorum. Çünkü devlet memuru arkadaşlarımızın bilgi ve birikimlerinden yararlanamıyoruz. İnşallah önümüzdeki süreçte bu gerçekleşir'' diye konuştu.


Bakan Demir, kahvaltının ardından seçim çalışmalarını sürdürmek üzere Terme ilçesine hareket etti. AA

www.zaman.com.tr - 14.05.2011

İSTANBUL BİLDİRGESİ YAYINLANDI: HEDEF; 10 YILDA 24 ÜLKEYİ FAKİRLİKTEN KURTARMAK


İstanbul'da dördüncüsü yapılan En Az Gelişmiş Ülkeler Konferansı'nın kapanışında İstanbul Bildirgesi yayınlandı.



Bildirgede en az gelişmiş kapsamına giren 48 ülkeden en az yarısının gelecek 10 yıl içinde bu statüden çıkması hedeflendi.


2020'ye kadar yapılacakların yol haritasını çizen İstanbul Eylem Planı'nda, 'en fakir, en kırılgan, en zayıf ülkeler ile dayanışma içinde bulunmak sadece ahlakî değil, ekonomik ve siyasî bir zorunluluk' denildi.

Birleşmiş Milletler'in düzenlediği en büyük toplantılardan olan En Az Gelişmiş Ülkeler Konferansı (EAGÜ), yayınlanan İstanbul Bildirgesi ile sona erdi.


Bu yıl dördüncüsü gerçekleştirilen toplantının bildirgesinde en az gelişmiş kapsamına giren 48 ülkeden en az yarısının gelecek 10 yıl içinde bu statüden çıkması hedeflendi.


Bildirge ile EAGÜ için gelecek 10 yılda yapılacakların ve bu ülkelerin kendilerinin yapacaklarının bir nevi yol haritasını çizen İstanbul Eylem Planı'nda "son 30 yılda sadece 3 ülkenin en az gelişmiş ülkeler listesinden mezun olabilmesinin uluslararası toplumu derinden kaygılandırdığı" vurgulandı.


BM tarafından şimdiye kadar düzenlenen bütün EAGÜ konferansları ve diğer bazı uluslararası toplantılarda, en az gelişmiş ülkelerde yoksulluğun giderilebilmesi, ekonomilerin gelişimi, kırılganlıkların azaltılması ve sürdürülebilir kalkınmanın sağlanması için özel bir ilgi ve iyi hedeflenmiş destek tedbirlerine ihtiyaç bulunduğuna vurgu yapıldığı da hatırlatıldı.


SERKAN SAĞLAM, AYTEN ÇİFTÇİ / İSTANBUL


www.zaman.com.tr - 14.05.2011

TÜRK ECZACILAR BİRLİĞİ: “ALTIN ÇİLEĞİ ANALİZ ETTİRİYORUZ”



Bartın'da bir kişinin ölümüne sebep olan Altın Çilek kapsülüyle ilgili Türk Eczacıları Birliği de harekete geçti. Altın çilek hapından numuneler alan TEB, "Bu numuneleri analiz ettirdikten sonra, 'içeriğinde ilaç var mıdır yok mudur?, gösterildiği gibi masum mudur, değil midir?' hepsi ortaya çıkacak ve bu soruların cevaplarını kamuoyuyla paylaşacağız" açıklamasını yaptı.


Türk Eczacılar Birliği (TEB)'den yapılan açıklamada, söz konusu meyveyle ilgili yeterli düzeyde bilimsel bir çalışma yapılmadığı kaydedildi.

Ürünün içeriğinde ne olduğuna ilişkin detaylı analizler bulunmadığı bilgisini veren Eczacılar Birliği, bu duruma bir açıklık getirebilmek için Sağlık Bakanlığı ile birlikte hareket edileceğini bildirdi. Gündemde fazlasıyla yer alan "altın çilek" hapından numuneler alındığı, bunların analiz ettirildikten sonra, ortaya çıkacak sonuçların kamuoyuyla paylaşılacağı belirtildi.


DOKTOR TAVSİYESİ OLMADAN KULLANMAYIN


İlaç formuna getirilen her türlü bitkisel ürünün, doktor tavsiyesi ve eczacı danışmanlığı olmadan tüketilmemesini isteyen Birlik;

"İnsan sağlığı açısından büyük tehditleri de beraberinde getirmektedir. Bu ürünlerin satışı ve kullanımı konusunda yetkilileri acilen göreve davet ediyor ve tüm toplumu bir kere daha uyarıyoruz. Bir kez daha üstüne basa basa belirtmeliyim ki; bitkisel kaynaklı ilaç formundaki tüm ürünler Sağlık Bakanlığı tarafından ruhsatlandırılmalı ve denetlenmelidir" uyarısında bulundu.


CİHAN


www.zaman.com.tr - 14.05.2011

101 YIL SONRA 6 GEZEGEN AYNI HİZADA


Gökyüzünde şu günlerde nadir bir olaya tanıklık ediliyor. Güneş Sistemi'nin 6 gezegeni aynı hizada konumlanıyor.



Şu günlerde gökyüzüne bakanlar 6 gezegenin dizilmesini izleyebilecekler. Güneş'e yakınlık konumlarına göre ilk beşte bulunan Dünya'nın da ortalarında bulunduğu dört gezegen: Merkür, Venüs, Mars ve Jüpiter'in dizilimi çıplak gözle görülebiliyor.


En parlak olarak Venüs, solunda Jüpiter, sağda Merkür, alt tarafta ise çok sönük biçimde Mars seçiliyor. Daha uzak ve silik olan Uranüs ve Neptün ise teleskoplarla görülebiliyor.


Gezegenlerin bu birlikteliği Mayıs ayı sonuna kadar devam edecek. Güney yarımküreden rahatça izlenebilen gezegenleri görmek için meraklılar teleskoplarıyla açık alanlara akın ediyor.


Nadir görülen bu hareketlilik meraklıların yanı sıra bilim adamlarının da büyük ilgisini çekiyor. Gökbilimciler böyle bir dizilimin en son 101 yıl önce meydana geldiğini, bir sonrakinin de 29 yıl sonra olacağını belirtiyorlar.


İDDİA EDİLEN KEHANETLER !


Bazıları, insanlığın aydınlanacağı yeni bir güneş çağına girileceğini öne sürerken, birçoğu da Dünya'nın birbirinden korkunç doğal afetlerle sarsılacağını savunuyor.


Tüm bunlar bir yana, Güneş Sistemi'nde çok nadir görülen bir hareketlilik başladı. Merkür, Venüs, Jüpiter, Mars, Neptün ve Uranüs, aynı hizada konumlanıyor. Dün başlayan ve birkaç hafta sürecek bu olay, 21 Aralık 2012'ye yönelik kehanetlerin tekrar kontrolden çıkmasına neden oldu.


10 Mayıs'tan itibaren aynı hizaya gelecek ve birkaç hafta boyunca bu konumunu koruyacak olan altı gezegen, gündüzleri Dünya'dan gözlemlenebilecek. Gök bilimciler, Uranüs ve Neptün'ün daha silik görüneceğini ancak tüm gezegenlerin dürbünle gözlemlenebileceğini belirtti.


Güneş Sistemi'ndeki altı gezegenin aynı hizaya girmesi, Marduk'un Güneş Sistemi'ne gireceği tarihin öncesi paniğe neden oldu. Ancak gezegenlerin bu konuma Marduk'un Mars ve Jüpiter arasına gireceği 21 Aralık 2012 tarihinde yaşanması bekleniyordu.

Gök bilimciler ise 2012 yılında böyle bir şeyin söz konusu olmadığını belirtiyor.


Ajanslar


www.timeturk.com - 14 Mayıs 2011 Cumartesi - 11:40

KUYRUKLU YILDIZIN GÜNEŞE ÇARPMA ANI, DEHŞETE DÜŞÜRDÜ


Amerikan Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA)’nın gözlem aracı SOHO, bir kuyruklu yıldızın Güneş’e çarpmasını an ve an kaydetti.


Patlamanın şiddetiyle Güneş’in yüzeyinde meydana gelen püskürmelerin büyüklüğü bilim adamlarını hayrete düşürdü.


Güneş’in yörüngesinde ilerleyen Heliosferik Gözlem Aracı (SOHO)’nun, 10 ve 11 Mayıs’ta çektiği görüntülerde, net bir şekilde dev yıldıza büyük bir plazma topunun düşmesi yer alıyor. Çarpışmanın ardından Güneş’in yüzeyinde ‘inanılmaz boyutlarda’ patlamalar gerçekleşiyor.

NASA’dan yapılan açıklamada, kuyruklu yıldızın yaklaştığı yönün tersi istikametinde yoğun miktarda koronar kütle atılımının gerçekleştiği ve bunun Güneş tarafından anında buharlaştırıldığı belirtildi.


Güneş’i vuran cismin, asırlar önce parçalanmış dev bir kuyruklu yıldızdan kopan Kreutz adlı parçalardan olduğu açıklandı. NASA, çarpışmayı önceden Sergey Shurpakov adlı bir amatör astronomun haber verdiğini, SOHO’nun da görüntülediğini bildirdi. Uzay aracının kameraları, aslında Güneş’in yüzey faaliyetlerindeki soluk ve görülmesi zor yapıları belirlemek için kullanılıyor. Ancak aracın bu özelliği sayesinde çekim alanına giren kuyruklu yıldızlar da tespit edilebiliyor.


NASA, her yıl yüzlerce benzer nitelikte kuyruklu yıldız belirliyor. Ancak böylesine bir patlamayı net bir şekilde görüntüleyebilmek, ‘eşine az rastlanan’ bir olay olarak nitelendiriliyor. En son 2010’un 13 – 22 Aralık tarihleri arasında, Güneş’e doğru ilerleyen 25 kuyruklu yıldız keşfedilmiş, ancak çarpışma anları gözlemlenmemişti.


Avrupa Uzay Ajansı ve NASA’nın Güneş’i izlemek için 1995’te fırlattığı SOHO, bugüne kadar 2 binin üzerinde kuyruklu yıldız görüntüledi. Uzay aracı, 2012 sonuna kadar gözlemlerini sürdürecek.


CİHAN


www.timeturk.com - 14 Mayıs 2011 Cumartesi - 08:38

TIPTA UZMANLIK SINAVI, YARIN YAPILACAK



Tıpta Uzmanlık Sınavı (TUS), yarın Ankara'da yapılacak.


Ölçme Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) tarafından gerçekleştirilecek sınavda, tıpta uzmanlık eğitimi görmek üzere Sağlık Bakanlığı eğitim hastanelerine, üniversitelerin tıp fakültelerine ve Gülhane Askeri Tıp Fakültesi'ne (GATA) alınacak uzman adayları belirlenecek.


TUS'un sabah oturumunda yapılacak Yabancı Dil Sınavı saat 9.30'da başlayacak ve 75 dakika sürecek. Yabancı Dil Sınavı adayların sağlık alanında yabancı dil yeterliğini ölçmeye yönelik 50 sorudan oluşacak.

Bu sınavda Almanca, Fransızca ve İngilizce için çoktan seçmeli sorulardan oluşan testler kullanılacak.


TUS'un Bilim Sınavı ise aynı gün öğleden sonra saat saat 13.30 başlayacak ve 210 dakika sürecek. Sınava adayların, tıp alanındaki temel kavram, ilke ve yöntemleri tanıma, kavrama; bu kavram, ilke ve yöntemler ile düşünme ve bunları belli durumlara uygulama güçlerini yoklayan sorular bulunacak.

Tüm adaylar Bilim Sınavı'na girecek.


AA


www.zaman.com.tr - 14.05.2011

KTÜ’NÜN 56. KURULUŞ ŞENLİĞİ, 17 MAYIS’TA BAŞLIYOR


Karadeniz Teknik Üniversitesi(KTÜ)’nin Bahar Festivali havasında kutlanan kuruluş şenlikleri 17 Mayıs’ta başlıyor.



Karadeniz Teknik Üniversitesi(KTÜ)’nin Bahar Festivali havasında kutlanan kuruluş yıldönümü şenliklerinin 56. sı; 17-20 Mayıs tarihleri arasında çeşitli etkinliklerle kutlanacak.


KTÜ’ nün 56. Kuruluş Yıldönümü etkinlikleri ve Bahar Şenlikleri Kutlamaları kapsamında KTÜ Stadı’nda 17 Mayıs Salı günü Üniversite müzik grupları ve DJ partisinin ardından Fuat Saka, konser verecek.


18 Mayıs Çarşamba günü ise sanatçı Yalın, sahne alacak. Festivalin son gün etkinlikleri olan 19 Mayıs Perşembe gününde Ajda Pekkan, sevenleriyle buluşacak.


Kuruluş yıl dönümü kutlamaları çerçevesinde, 20 Mayıs Cuma günü saat 14.00 de Prof. Dr. Osman Turan Kültür ve Kongre Merkezi'nde bir tören gerçekleştirilecek.

"EMBEDDED" GAZETECİLER !?!


Mühendis Yönetmen, İş adamı, Yazar
YILMAZ DİKBAŞ


Irak’a karşı çok önceden tasarlanmış saldırının arifesinde, ABD Başkanı George W. Bush haince bir yalan uydurdu, “Saddam’ın elinde kitlesel imha silahları var!’ korkusunu dünya halklarının yüreklerine soktu.


ABD yönetiminin akıl almaz baskılarına karşın, Birleşmiş Milletlerin Irak’a gönderdiği silah baş denetçileri işlerini kaybetme pahasına dürüst davrandılar, ‘Irakta kitlesel imha silahı yok!’ diye raporlar yazdılar.


Yalanının tutmadığını gören George W. Bush hemen kıvırttı, ‘Irak’ta rejim değişikliği’ dünya barışı için gereklidir palavrasını uydurdu ve ABD ordusuna saldırı emrini verdi.


Yanına İngilizleri, Polonyalıları, Avustralyalıları ve Peşmergeleri de alarak 265 bin kişilik askeri güce erişen ABD ordusu, Mart 2003’te Irak’a girdi, 20 Mart’ta Bağdat düştü.


Yönetiminde Siyonistlerin egemen olduğu PENTAGON, yani ABD Genelkurmayı, Irak’a saldırırken 775 gazeteciyi de beraberinde götürdü. Ancak bu gazeteci, yazar, çizer, fotoğrafçı ve editöre yola çıkmadan önce bir kontrat imzalattı:


Pentagon’un görmediği, onaylamadığı hiçbir haber ya da fotoğrafı hiçbir yere göndermeyeceğime, yayınlamayacağıma ve Pentagon’dan izin almadan hiçbir haber yapmayacağıma söz veririm.”


Pentagon’la anlaşan bu 775 gazeteciye ‘Embedded’ gazeteciler adı verildi.


‘Embedded’ İngilizce bir sözcük, anlamı, bir şeyin içine girip yerleşmiş.
775 gazeteci, Pentagon’un içine girmiş, bu kurumla bütünleşmiş, özleşmişti.


Bir avuç dürüst yazar bu ahlâksızlığa karşı çıktı, ‘embedded’ sözcüğü üzerinde oynayarak, bu gazetecilere ‘embedded’ değil, ‘inbedded’ demek yakışır dedi!


İnbedded’ sözcüğünün anlamı şu: ‘yatağa girmiş’


Açıkça anlaşılıyordu, 20 Mart 2003 günü ABD ordusuyla Bağdat’a giren 775 gazeteci, aslında, Pentagon’un ‘Yatağa attığı gazetecilerdi’.


Gönüllüyüm, imza bile veriyorum, beni yatağa atın, diyen gazetecilere, özgür gazeteciler diyebilir misiniz?


Gazetecilerin yatağa atıldığı bir ülkede basın özgürlüğünden söz edebilir misiniz?


İşte bugün, 19 Mart 2011, ABD yanına İngiltere, Fransa ve İtalya’yı alarak Libya’ya saldırdı.


Libya saldırısıyla ilgili haberleri tüm dünyaya, başlıca iki medya grubu veriyor, ikisi de Siyonistlerin: Reuters ve Associated Press.
Açın bizim gazeteleri, tüm Libya haberlerinin kaynağı olarak bu isimleri göreceksiniz.


Bu iki medya grubu, yatağa attığı gazetecilerle Libya haberlerini yapıp yayınlıyor…


Yatağa atılan gazeteciler ABD’de var da, Türkiye’de yok mu?


Hiç olmaz mı?


Türkiye’de en az 2000 gazeteci, yazar, çizer, editör, genel yayın yönetmeni ve televizyon programcısı, AB’den hibe aldılar.


Ben bunlara, AB’nin hibe vererek, iğfal ettiği gazeteciler, adını verdim, yeni çıkan kitabım: “İĞFAL” de bunları ayrıntılı olarak anlattım.


İşte bu, AB hibeleriyle iğfal edilmiş gazetecilerden biri, Mehmet A., 19 Mart 2011 tarihli Star gazetesindeki köşesinde, “Çanakkale Savaşı gerekli miydi?” başlıklı yazısında şöyle dedi:


“Ve dün biz bundan doksan altı yıl önce kendi kendimize yarattığımız ve o dönemin en parlak insanlarını yok ettiğimiz ‘Çanakkale Zaferi’nin yıldönümünü idrak eyledik…”


Tüm İngiliz tarih kitapları, Çanakkale saldırısının tasarımcısı ve Majesteleri Kraliçe’nin onaylamasıyla uygulayıcısının, görkemli Britanya İmparatorluğu’nun kibirli Bahriye Bakanı Winston Churchill olduğunu yazıyor, ateşli geçen savaş kabinesinin toplantı tutanakları devletin resmi belgeleri arasında duruyor.


Ama Mehmet A., Çanakkale Savaşını kendi kendimize yarattığımızı yazıyor!


Sakın ola Mehmet A.’ya; namussuz, şerefsiz, alçak, yalancı, sahtekâr gibi sözcüklerle yüklenmeye kalkışmayınız! Bu hem doğru olmaz hem de gerçeği görmenizi perdeler.


Gerçek şu: Mehmet A., görev adamıdır. Nasıl Pentagon’un yatağa attığı gazeteciler görev yapmışlarsa, AB hibeleriyle iğfal edilmiş Mehmet A. da şimdi kendisine verilen, Türk tarihini çarpıtmak ve Mustafa Kemal Atatürk’ü değersizleştirmek görevini yerine getirmektedir.

Yine aynı yazıda, AB’nin iğfal ettiği Mehmet A. şunu söylüyor:


“Zaten Çanakkale savaşlarında komutan Alman Liman Von Sanders, yardımcıları Vehip Paşa, Cevat Paşa, Esat Paşa’lardı… Miralay Mustafa Kemal Bey, komuta kademesinde ancak 34. sıradaydı…”


Çanakkale Savaşını tasarımcısı görkemli Britanya İmparatorluğu’nun kibirli Bahriye Bakanı Winston Churchill, tam 21 yerinde Mustafa Kemal’den söz ettiği, toplam 1668 sayfalık üç cilt, “The Great War” adlı kitabının 659. sayfasında şöyle yazıyor:


“At the head of the 19th. Division there stood in this strange story, a Man of Destiny, Mustapha Kemal Bey”


Türkçesi:


“Bu garip öyküde, 19. Tümenin başında, geleceği Yazan Adam, Mustafa Kemal Bey bulunuyordu”


Churchill’in toplam 1668 sayfalık üç cilt “Büyük Savaş” kitabında Alman General Liman von Sanders’in adı sadece 6 kez geçiyor, komuta kademesinde Mustafa Kemal’den çok üstlerde bulunan Vehip Paşa, Cevat Paşa ve Esat Paşa’ların esamisi bile okunmuyor!


Hiç kademe komutasında 34. sırada bulunan bir subay, Tümen komutanı olur mu?

Peki, Churchill, sözü edilecek 33 komutan varken neden tutmuş da 34. sıradaki Mustafa Kemal’i öne çıkarmış? Hem de o çok kibirli Churchill’in Mustafa Kemal’i tanımlarken kullandığı deyime bir bakar mısınız: Man of Destiny, Geleceği Yazan Adam!


Biliyorum, komik olacak ama sorayım.

Siz Çanakkale Savaşının tasarımcısı, görkemli Britanya İmparatorluğu’nun Bahriye Bakanı Winston Churchill’in kendi yazdığı tarih kitabındaki sözlerine mi inanacaksınız, yoksa AB’nin iğfal ettiği Mehmet A.’a mı?


Yatağa atılmış gazetecilere de asla inanmayız, AB hibeleriyle iğfal edilmiş gazetecilere de!


Bu gerçeği bıkmadan, usanmadan ve yılmadan halkımıza duyurmak, anlatmak birinci derecede görevimizdir.


YıILMAZ DİKBAŞ - 19 Mart 2011
dikbas@kalinka.com.tr

www.kalinka.com.tr
http://www.dikbas.tv/

‘EYOF-2011’ İÇİN 49 ÜLKENİN KAFİLE BAŞKANLARI TRABZON’DA TOPLANDI


Trabzon'da 23-30 Temmuz tarihleri arasında düzenlenecek 11. Avrupa Gençlik Olimpik Oyunları'na katılacak 49 ülkenin kafile başkanlarının katıldığı toplantı Trabzon Novotel'de yapıldı.



Toplantının açılış konuşmasını yapan EYOF-2011 TRABZON GENEL KOORDİNATÖRÜ Nihat Doker, Oyunları 71 gün kala, böyle bir toplantıda bir araya gelmek çok önemli olduğunu belirterek,


"Yaptığımız çalışmalar ve yapacaklarımız hakkında sizlerin değerlendirmeleri bizim için çok önemli. Gördüğünüz gibi Trabzon oyunlara neredeyse hazır. Birçok yer kullanılmaya hazır, diğerleri de hazır olacak.

Sizleri en iyi şekilde ağırlamak için elimizden geleni yapacağız. İnanıyorum ki hep beraber bütün Avrupa ülkeleri arasındaki dostluk bağlarını sadece spor etkinlikleri ile değil, aynı zamanda sosyal ve kültürel etkinliklerde pekiştireceğiz" dedi.



Açılış konuşmasının ardından Spor'dan Sorumlu DEVLET BAKANI FARUK ÖZAK söz aldı. Özak, Trabzon'un oyunlara hem fiziki hem de mantalite olarak hazır olduğunu belirterek,


"Türkiye olarak 2010 ve 2011 yıllarında başarılı ve ses getiren organizasyonlara imza attık. FISU tarafından tam not alan 25. Dünya Üniversiteler Kış Oyunları, FIBA Genel Kurulu tarafından bugüne dek yapılmış en iyi Dünya Şampiyonası ilan edilen Dünya Basketbol Şampiyonası bunlardan sadece ikisi. Önümüzdeki süreçte yine önemli organizasyonlar bizi bekliyor olacak.


Dünya Atletizm Şampiyonası, Eurolig Basketbol Şampiyonası, Güreş, Golf, Curling, Biatlon ve Bayan Basketbol Dünya Şampiyonaları ve Mersin'de yapılacak Akdeniz Oyunları bunlardan bazıları. Şimdi bir başka başarılı spor organizasyonuna Trabzon'da imza atmaya hazırlanıyoruz" dedi.


Devlet Bakanı Faruk Özak: Trabzon Türkiye'nin Nitelikli Ve Çeşitli Spor Disiplinlerine Hitap Eden Bir Şehir Trabzon'un bulunduğu coğrafya da farklı ve ayrıcalıklı bir şehir olduğunu vurgulayan Faruk Nafız Özak, konuşmasına şöyle devam etti:


"Kentler vardır kültürleri ile anılır, Kentler vardır turizmleri ile anılır, Kentler vardır sanayileri ile anılır, Kentler vardır tarım ile anılır. Ama Trabzon kültürü, endüstrisi, damak tadı, horunu, kolbastısı, sanatı dışında spor ile de anılır. Ancak kentimize kattığımız nitelikli spor tesisleri sayesinde Trabzon bundan sonra farklı spor disiplinlerinde de çok daha fazla anılacak. Çünkü Trabzon artık Türkiye’nin en nitelikli ve çeşitli spor disiplinlerine hitap eden tesislere sahip.

Bugün Trabzon'un Avrupa Gençlik Olimpik Oyunlarına hem fiziki, hem de mantalite olarak hazır olduğunu görüyorum. Başlangıçtan bu yana birçok önemli adım attık. Ama son iki yılda yoğun bir tempo ile atılan bu adımlar çok daha büyük ivme kazandı. 11 tesis inşa ettik, havalimanının iç ve dış hatlarını revize ettik ve en önemlilerinden biri de Karadeniz Teknik Üniversitesinin mevcut yurtlarını iyileştirdik ve yeni yurtlar yaparak, kapasite artırımı sağladık" dedi.


EYOF'ta Türkiye'de 49 ülkeden 9 spor disiplininde 4 bine yakın sporcu ve yöneticiyi ağırlamanın kendileri için gurur verici olduğunu söyleyen DEVLET BAKANI ÖZAK: 


"Türkiye'de spora olan ilgi gün geçtikçe artmakta. Olimpik sporlarda istediğimiz başarılara ulaşmanın yolunun çocuklarımızın spora olan ilgisinin arttırmaktan geçtiğini biliyoruz. Bu nedenle spora olan ilginin ve katılımın artmasında Avrupa Gençlik Olimpik Oyunları'nın önemli bir farkındalık kazandıracağı inancındayım. Bu hükümetimizin spor politikasının da bir parçasıdır.

Projenin hazırlanması ve hayata geçirilmesi sürecinde katkı sağlayan tüm arkadaşlara teşekkür ediyorum. İnanıyorum ki Erzurum'dan,
Trabzon'dan ve Mersin'den tüm ülkemize yayılacak ışık gelecekte olimpiyat ateşini tutuşturacaktır" dedi.



TRABZON VALİSİ KIZILCIK: “OYUNLAR AVRUPA BİRLİĞİ SÜRECİNE OLUMLU KATKI YAPACAKTIR”


Trabzon Valisi Dr. Recep Kızılcık da, oyunların Trabzon'un tanıtımına ve Türkiye'nin Avrupa Birliği sürecine olumlu katkı yapacağını belirterek, Avrupalı gençlerin buluşmasının bu anlamda çok önemli olduğunu belirtti.


TRABZON BELEDİYE BAŞKANI GÜMRÜKÇÜOĞLU: “TRABZON ÖNDE GELEN BİR SPOR ŞEHRİDİR”


Trabzon Belediye Başkanı Orhan Fevzi Gümrükçüoğlu da, Trabzon'un kültürel kimliği ve dünya medeniyetleri mirasının özgün örneklerine sahip olduğunu belirterek,


"Trabzon spor alt yapılara, spor takımları ve sporcuları ile önde gelen bir spor şehridir. Bu özellikleri ile EYOF'un amaçlarına ulaşmada ve olimpiyat felsefesini dünya gençleri arasında yaygınlaştırmada büyük önem taşıyor. İnanıyorum ki, EYOF 2011 de Trabzon'un bu spor potansiyelini güçlendirmek için katkı sağlayacaktır ve Trabzon şimdiye kadar yapılan en iyi organizasyonu gerçekleştirecektir" dedi.



JOZEF LIBA: 2 YILDA ÇOK VERİMLİ ÇALIŞMALAR YAPTIK


EYOF 2011 Trabzon Koordinasyon Komisyonu Başkanı Jozef Liba da, 2 yıldır organizasyon komitesi ile verimli çalışmalar yaptıklarını belirterek,


"Bu en önemli ziyaret ve toplantıların yapıldığı bölüm. Hazırlıkları gözden geçiriyoruz. Kafile başkanları incelemelerini yapıyorlar. Ülkelerine dönünde anlatacaklar" dedi.


Toplantıda daha sonra komitelerin yaptıkları çalışmalar katılımcılara sunuldu. Katılımcılar komite çalışmalarının yanı sıra, yarışmaların yapılacağı spor tesislerinde incelemelerde de bulunacak.


FOTOĞRAFLAR: www.trabzon2011.org

VAKFIKEBİR’DE GÖRKEMLİ MİTİNG


AK Parti Trabzon teşkilatı tarafından bugün saat 13.30'da Vakfıkebir İlçe Meydanında görkemli bir miting düzenlendi.



Bugün (13.05.2011 Cuma Günü) 13.30'da yapılan miting de; AK Parti Vakfıkebir İlçe Başkanı Enver İskenderoğlu, İl Başkanı Dr. Adnan Günnar birer açılış konuşması yaparak, halkı selamladılar.



Ardından söz alan Trabzon Belediye Başkanı Dr. Orhan Fevzi Gümrükçüoğlu, Trabzon’un 12 Haziran seçimlerinden sonra Büyükşehir olacağını hatırlatarak;


İlimiz genelinde tek bir bozuk yol, akmayan su, toplanmayan çöp kalmayacağına söz veriyorum. Sizlere Büyükşehir Belediye Başkanı olarak Ak Parti farkıyla en güzel hizmetleri sunacağız. Sizlerden 6 adayımızı da meclise göndermek için destek istiyorum” dedi.


Daha sonra milletvekili adayları Salih Cora, Yunus Karabela, Safiye Seymenoğlu, Aydın Bıyıklıoğlu da kısa birer konuşma yaparak, AK Parti iktidarı döneminde yapılan hizmetlerden bahsederek, destek istediler.



TOKİ eski Başkanı Trabzon Milletvekili adayı Erdoğan Bayraktar yaptığı konuşmada;


“Önümüzde çok önemli bir seçim var. Bu seçimlerde istikrarın devamı için sizlerin desteğinize ihtiyacımız var.


Türkiye AK Parti iktidarı döneminde Dünya’nın en büyük devletlerine arasına girmeye hazırdır. Türkiye’de yaşayan herkes ben Türkiye vatandaşıyım demekten gurur duyacak.


Bizleri 6 kişi olarak meclise gönderin ki, Trabzon’un güçlü sesi olalım” dedi.


Spordan Sorumlu Devlet Bakanı Faruk Özak da partililere hitaben yaptığı konuşmada şunları söyledi;


“Biz tüm Trabzon’un ve sizlerin hizmetkârıyız. Vakfıkebir İlçemize önemli hizmetler yaptık. Gençlik Merkezi inşaatı iki ay sonra bitecek.
Burada yılan hikâyesine dönen Öğretmenevi inşaatını 2011 oyunlarının içerisine aldık. Burayı tamamlayarak, sizler için sosyal bir mekân haline getireceğiz.


Buraya bir yüksekokul açmıştık. Okulumuzda 1100 öğrencimiz oldu. Bu öğrencilerimiz için 400 yataklı bir yurt yapacağız. Yurt yeri için belediye başkanımızla ve kaymakamımızla görüştük, istimlâk sorununu aşacağız.


Bu bölge için büyük önem taşıyan içme suyu projemiz devam ediyor. Kısa bir zamanda bu projeyi de tamamlayacağız.


Bu ilçe için büyük önem taşıyan ve uzun yıllardır yapımı için gayret sarf edilen Vakfıkebir Organize Sanayi Bölgesi’ndeki hak sahiplerine 5,5 trilyon ödedik. Kalan 1,5 trilyonu da seçimlerden sonra ödeyerek hizmet sokacağız.


Vakfıkebir için esas önemli projemiz 12 milyonluk Anadolu Otelcilik ve Turizm Meslek Lisesi. Bu projemiz programa alındı. İnşallah bu yıl temelini atacağız” dedi.

SAFİYE SEYMENOĞLU, ONLARI YALNIZ BIRAKMADI


AK Parti Trabzon milletvekili ve milletvekili adayı Safiye Seymenoğlu İşitme Engelliler Özel Eğitim İlköğretim Okulu ve Lisesi’ni ayrıca Otistik çocuklar eğitim merkezini ziyaret etti.



AK Parti Trabzon milletvekili ve milletvekili adayı Safiye Seymenoğlu, 10-16 Mayıs İşitme Engelliler Haftası nedeniyle İşitme Engelliler Özel Eğitim İlköğretim Okulu ve Lisesi’ni ayrıca Otistik Çocuklar Eğitim Merkezi'ni ziyaret etti.


Ziyaret esnasında konuşma yapan Safiye Seymenoğlu engel tanımadan her zaman gençlerin yanında olduklarını belirterek;

“Önceki yıllarda işitme ve konuşma engelli çocuklarımızı aileleri ortaya çıkartmıyordu. Halkımız bu konuda çekingen davranıyordu. Yaptığımız çalışmalar sonucu bu sorunu aştık. Bugün onlarda eğitim alıyor, onlarda her branşta yeteneklerini sergiliyorlar. Her zaman engelli çocuklarımızın yanında olup onlara sahip çıkacağız ve onlara en iyi hizmeti sunmak için çalışacağız” dedi.

Öte yandan ziyaret esnasında çocuklarla yakından ilgilenen Seymenoğlu İşitme Engelliler ilköğretim okulu öğrencileriyle hatıra fotoğrafı çektirdi.

Fotoğraflar: Akçaabat Ajans

TEKNOLOJİ FUARI ‘YAPITECH’ 18 MAYIS’TA TRABZON’DA AÇILIYOR


Trabzon Dünya Ticaret Merkezi'nde 18-22 Mayıs 2011 tarihleri arasında 10. kez yapı sektörünü bir araya getirecek olan "YAPITECH" adı altında Teknoloji Fuarı ziyaretçileriyle buluşuyor.


Net Organizasyon ve ADG Fuarcılık Genel Koordinatörü Evren Sofuoğlu, Trabzon Dünya Ticaret Merkezi'nde 10 kez gerçekleştirilecek olan fuarda yeni ürün ve markaların tanıtılacağını belirterek,


"ADG Fuarcılık ve Net Organizasyon işbirliği ile ülkemizin sayılı fuar merkezlerinden olan Trabzon Dünya Ticaret Merkezi'nde 10. kez gerçekleştirilecek Uluslararası Yapı Ürünleri ve Teknolojileri Fuarı YAPITECH'te bu yıl 88 katılımcı firma 15 bine yakın ziyaretçiyi bekliyoruz.


Trabzon'da ve Karadeniz Bölgesi'nin genelinde yapı sektörü adına önemli adımlar atmasına, iş bağlantılarının gerçekleştirilmesine zemin oluşturan fuar, hedef kitlelere ulaşmanın en hızlı yolu olmaya devam ediyor.


Bölgedeki yapı endüstrisinin gelişimine katkı sağlarken, yeni iş bağlantılarının kurulması ve yeni iş sahalarının oluşturulmasına destek olan fuar, sektörün seçkin firmalarının yeni ürün ve hizmetlerini doğrudan kullanıcısına sunduğu Karadeniz Bölgesi'nin ilk ve tek yapı fuarı olma özelliği taşıyor. Sektördeki son gelişmelerin takip edilebildiği fuarda, katılımcı firmalar yeni teknolojilerini, ürün ve hizmetlerin bölgeden ve ülke genelinden gelen ziyaretçilere bire bir tanıtma fırsatı buluyor" dedi.


Sofuoğlu, yurt dışında da çalışma yaptıklarına dikkat çekerek;


"Önceki yıllarda Gürcistan ile çalışmalar yapıyorduk, komşu ülkeler olarak oradan 100'e yakın ziyaretçi ağırlıyorduk. Bu yıl bir farklılık yaptık ve sadece Gürcistan değil İran'dan ithalatçılar gelip fuarımızı ziyaret ediyor. Gürcistan, Azerbaycan, Almanya'dan 10 kişilik bir ekip geliyor. Kendileri bu fuarı görmek istediklerini dile getirdi, bizleri aradılar onları da misafir ediyoruz. Çok uzak ülkelerden gelecek misafirlerimiz var. Uluslararası platform düzenleyecek bir fuar olacaktır" diye konuştu.


Trabzon Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Üyelerinden Erkut Çelebi de organizasyona destek verdiklerini belirterek, bu tür fuarların Trabzon'un ekonomisine çok önemli katkı sağlayacağını söyledi.

‘KARADENİZ TİCARET ZİRVESİ’ TANITIM TOPLANTISI YAPILDI



Karadeniz Sanayici ve İşadamları Dernekleri Federasyonunca (KASİF) Trabzon'da "Karadeniz Ticaret Zirvesi" düzenlenecek.



Karadeniz Sanayici ve İşadamları Derneğince (KASİF) Yenilikçi Yöntemlerle Kayıtlı İstihdamın Teşviki Hibe Programı kapsamında uygulanan "TR-83 ve TR-90 Bölgelerinde Kayıtlı İstihdamın Teşviki Projesi"nin tanıtım toplantısı yapıldı.


Rize Sanayici ve İşadamları Derneği (RİSİAD) Başkanı Mustafa Külünkoğlu, toplantıda yaptığı konuşmada, KASİF olarak 26-29 Mayıs tarihinde Trabzon Dünya Ticaret Merkezi'nde düzenleyecekleri "Karadeniz Ticaret Zirvesi" ile TR-83 ve TR-90 Bölgelerindeki 10 ilde faaliyet gösteren KOBİ'leri bir araya getireceklerini belirtti.


Yapılacak etkinlikle firmalara stant açma ve ikili iş görüşmesi imkânı sağlayacaklarını ifade eden Külünkoğlu;


"Bu programla birlikte bölgemizde faaliyet gösteren firmalarımız birbirlerini yakından tanıyarak yeni müşteriler kazanacaklar. Trabzon üzerinden Karadeniz havzasına, Rusya ve Kafkasya pazarına açılacak, Karadeniz Bölgesi'ndeki yeni yatırım alanları ve iş fırsatları keşfedecekler, komşu illerle ticaret hacimlerini arttıracaklar" dedi.


Her geçen gün üretimde maliyetlerin arttığı ve kar marjlarının düştüğü bir ekonomik yapı içerisine girildiğini dile getiren Külünkoğlu:


"Değişen şartlarda üretimimizi ve ticaretimizi daha fazla nasıl geliştirebileceğimizi araştırmalıyız. Bunun için öncelikli olarak çevremizdeki komşu illerle daha fazla ticaret yapmamız gerekiyor. Bunun için de birbirimizi tanımak ve karşılıklı 'kazan kazan' anlayışıyla hareket etmek zorundayız.


Komşu ülkelerle yapılan ticarette olduğu gibi biz de komşu illerimizle ticaret potansiyelini arttırmak zorundayız. Bu amaçla yapılan projeyle 26-29 Mayıs tarihinde Trabzon Dünya Ticaret Merkezinde KOBİ'leri buluşturacağız.


Ticaret Zirvesi ile 150 KOBİ'nin stant kurarak firmasını tanıtması, 200 KOBİ'nin ikili iş görüşmesi yaparak ticari bağlantı sağlaması desteklenecek. Etkinliği ürün ve firma tanıma, stant ziyareti, bayilik, ortaklık ve iş görüşmesi yapmak üzere 10 bin KOBİ temsilcisinin ziyaret etmesini hedefliyoruz" dedi.


Külünkoğlu, yapacakları faaliyetin KOBİ'lerin istihdam olanakları artacağına ve bölgedeki kayıtlı kesimin güçlenip genişlemesi için fayda sağlanacağına inandığını kaydetti.

'MENÂR TEFSİRİ'NİN İLK CİLDİ ÇIKTI !


Ekin Yayınları’nın uzun süredir yayınlama hazırlıklarını sürdürdüğü M. Abduh ve Reşid Rıza’nın Menâr Tefsiri’nin birinci cildi çıktı.


Uzun bir zamandır Ekin Yayınları tarafından yayın hazırlıkları süren Menâr Tefsiri, uzun erimli, yoğun ve özenli bir çalışmanın ardından nihayet okuyucusuyla buluşuyor.

HABER: TİMETÜRK


Her ay bir ya da iki cilt olarak basılması planlanan Menâr Tefsiri'nin birinci cildi yayınlandı. Toplam 14 ciltten oluşan tefsirin yayına hazırlanmakta olan 2. ve 3.üncü ciltlerinin de en geç Haziran ayına kadar basılacağı öğrenildi. 14 ciltlik tefsirin bu senenin sonuna kadar tamamlanması bekleniyor.


Menâr Tefsiri'nin Önemi Nereden Geliyor?


Modern döneme ulaşıldığında İslam coğrafyasında düşünceden akaide, eğitimden siyasete değin birçok alanda öteden beri yaşanmakta olan dâhili bozulmaya harici alanda gelişen emperyalist saldırganlık da eşlik ederek, ümmetin çözülüşünü derinleştirmişti.

İşte böylesi bir vasatta çağdaş İslami uyanış ve direniş hareketlerinin belki de muasır dönemdeki ilk örgütlü karşı koyuşu mesabesinde olan ve kamuoyunda "ıslah hareketi !" olarak tanımlanan Cemaleddin Afganî'nin (!) öncülüğünü yaptığı "Urvetu'l-Vuska" dergisi ve cemaati, Menâr ekolünün doğuşuna da kaynaklık eden zemin oldu.

Cemaleddin Afganî'nin seçkin arkadaşlarından olan Muhammed Abduh'un, öğrencisi M. Reşid Rıza ile birlikte 20. yüzyılda Mısır'da çıkardığı Menâr dergisindeki Kur'an-tefsir çalışmaları, daha Abduh hayattayken Reşid Rıza tarafından derlenerek müstakil bir tefsir suretinde yayınlanmaya başlamıştır.

Bu tefsir için Muhammed Abduh'un Ezher Üniversitesi'nde verdiği tefsir dersleri baz alınmıştır. Muhammed Abduh'un da editörlüğünü yaptığı tefsir Nisa Sûresi'nin de yer aldığı 4. cilde gelindiğinde Abduh'un vefatı üzerine Reşid Rıza tarafından Abduh'un el-Ezher'deki tefsir derslerinden aldığı notlar ışığında derlenip yayınlanmaya devam etmiştir.

Ne var ki Kur'an sûrelerinin sonuna gelinemeyen tefsir bu kez de Reşid Rıza'nın vefatı üzerine Yusuf Sûresi'nde inkıtaa uğramıştır. Ancak Amme Cüzü Tefsiri, daha önceden Muhammed Abduh tarafından yapılmıştır. Ve Amme Cüzü'nün çevirisi de Ekin Yayınları'nın yayınlayacağı Menâr Tefsiri'nin son bölümüne ilave edilmiştir.


ÖNEMLİ BİR BAŞVURU KAYNAĞI !


19. ve 20. yüzyıl ıslah ve direniş ekolünün bu en önemli çalışmalarından olan Menâr Tefsiri, o gün bugündür tefsir çalışmalarında temel başvuru kaynağı işlevini görmüştür ve görmektedir.

Menâr Tefsiri, İslam dünyasındaki gerek akademik gerekse de usulî-siyasi planda oluşan yazılı ve sözlü Kur'an çalışmaları ve sohbet halkalarına değin geniş bir düzlemde Müslümanların öze dönüş çabalarına büyük katkılar sağlamıştır. Kur'an bütünlüğü ile temel kavramlar, yaşadığımız çağ ve siyasi-sosyal vakıa ve tarih ilişkisini sağlıklı ve bütünsel bir zeminde yakalayarak fikrî planda gelenekçi ve modernist etkileri aşma çabalarında önemli ufuklar açan bu tefsir, birçok bakımdan zihinsel bir tecdid veya yenilenme işlevi görmüştür. Hâlâ bugün bile medreselisinden üniversitelisine kadar Kur'an üzerine ilmî çalışmaların, en çok atıfta bulundukları kaynaklar arasında Menâr'ın başta geldiği görülmektedir.

Zira Menâr Tefsiri, müellifi rahmetli Reşid Rıza'nın deyimiyle sahih nakil ile selim aklı buluşturmayı hedeflemiş ve bunda da büyük ölçüde başarılı olmuştur. En azından kendisine dönük süregelen rağbet bunun göstergesi mesabesindedir.


Dilsel/linguistik tahlillerden geniş tarihî rivayetlerin ve farklı tefsir yorumlarının değerlendirmesine, mevcut durum tespitinden hali hazırda Müslümanların bugünü ve geleceklerini inşa noktasında neler yapmaları gerektiğinin muhasebesine kadar birçok söz söyleyen Menâr'ı tek tür bir tefsir olarak tanımlamak ya da bir kategoriye dahil etmek neredeyse mümkün değildir.

O bir yandan mevzui/konusal yönü ağır basarken başka bir yandan da yoğun dilbilimsel tahlillerin yapıldığı filolojik ve kavramsal bir tefsir özelliğine bürünmektedir. Ama bütün bunlar yapılırken Kur'an ümmetini yeniden inşa etme özlemine dönük olarak tarih-toplum ve sistem değerlendirmesinden müelliflerin bir an olsun kopmadıklarını görüyorsunuz.

Özetle birçok tefsir çeşidini bünyesinde toplayan Menâr Tefsiri'nin en genelde hem müelliflerinin temsil ettiği misyon, dahil oldukları ekol ve hem de muhtevası dikkate alındığında ağırlıklı olarak içtimai tefsir özelliği taşıdığı söylenebilir.!


Eleştirel, Ama Hürmetkâr Bir Dil


Menâr Tefsiri, ayrıca dil ve üslup özellikleri açısından da dikkat çekmektedir. Müellifler söz söylerken tarihî Kur'an ilimleri başta olmak üzere kadim İslami disiplinlerin geniş mirasını gözeterek bugüne dönük çözümleme ve tespitlemelerde bulunmaktadırlar. Bir yandan geniş tarihî birikimden istifade edilirken, öbür yandan bu birikim arasında ümmetin düşünce ve eylemini olumsuz etkileyen unsurlar ve bunların çağdaş sürdürücüleri de eleştirilmeden geçilmemektedir. Menâr, özellikle de Batılı rasyonel düşünce geleneğinin çeşitli modern enstrümanlar aracılığıyla Müslümanların zihin dünyasına dönük manipülasyonlara giriştiği bir zamanda, hem bunlara cevap olmaya çalışmış ve hem de oryantalistlerin bu çerçevede Kur'an'a ve İslami değerlere dair tezlerini tartışmaya açmıştır.

Menâr tefsiri, bu anlamda Çağdaş Batı Düşüncesinin (!) İslam Düşüncesine karşı giriştiği mücadelede İslami Cenahın oluşturduğu fikrî/entelektüel direniş hattının belki de ilk kurucu unsuru olması açısından dikkate değer bir özellik taşımaktadır. Başka bir değişle, bu mücadelenin içinde bir taraf olan ve fikrî savunma hattı oluşturan Menâr, söz konusu mücadelenin günümüzdeki tezahürlerine de ışık tutma ve öğretici ufuklar açma niteliğine haizdir.


Muhammed Reşid Rıza, Menâr'da büyük ölçüde Abduh'un izini takip ederek olabildiğine analitik, eleştirel ama bir o kadar da muhatabına karşı ölçülü ve hürmetkâr bil dil kurarken ele aldığı konuyu öncelikle dil ve tarih ekseninde nesnel zeminde tespit ettikten sonra sırasıyla genellikle "nedir", "nasıl yaklaşılmıştır" ve "nasıl yaklaşılmalıdır" soruları çerçevesinde ortaya koymaya çalışmıştır. Bir tezi tartışırken de öncelikle tarihsel ve çağdaş muhataplarının dilinden özetlemek için "dediler", hocası Abduh'un konuya dönük yaklaşımını ortaya koymak üzere "dedi" ve son olarak kendi yaklaşımını ortaya koymaya dönük olarak da "derim ki" şeklinde hürmetkâr ve açıklayıcı cümleler kurmaya özen göstermiştir.


Menar Tefsiri Nasıl Elde Edilebilir?


Menâr tefsirinin birinci cildini bizimle buluşturan Ekin Yayınları'na ve emeği geçenlere teşekkür eder ve Türkiye'deki Müslümanlara hayırlı ufuklar açmasını temenni ederiz.


Geniş bir okuyucu kitlesine ulaşması planlanan tefsirin, asıl tanıtım kampanyasının takım olarak 1. baskısının biteceği 2011 yılı sonunda yapılacağını öğrendik.


Tefsir tamamlanıncaya kadar her ay 1 veya 2 cilt olarak yayınlanacak. Bu ciltleri düzenli olarak almak isteyenler için Türkiye'de bazı şehirlerde ve Almanya'da "toplu abone" sistemi geliştirildi. Ayrıca tefsir ciltleri çıktıkça temin etmek isteyenler için "bireysel abone" işlemleri ise Ekin Yayınları'ndan takip edilecek.


Toplu Abone: Yılsonuna kadar yayınlanacak Menar Tefsiri ciltlerini her ay abone yapılan kişilere şehir veya ilçelerde dağıtımı gönüllü bir kuruluş veya kişi tarafından yapılacaktır. Ve her cildinin ücreti indirimli olarak 15 TL'dir.


Bulundukları şehir veya ilçelerde en az 20 adeti bulacak şekilde abone organizasyonu yapabilecek kardeşlerin taleplerini adres ve telefon numaralarıyla birlikte menartefsiri@gmail.com adresine bildirmeleri gerekmektedir.


Şu ana kadar "toplu abone" işlemlerinin yürütüldüğü il ve ilçeler şunlardır:


İSTANBUL'da

Fatih (Ekin Yayınları)
Avcılar
Bağcılar (Özgür-Der Temsilciliği)
Başakşehir
Bayrampaşa
Beykoz (Özgür-Der Şubesi)
Esenyurt (Bir Nesil Derneği)
Kadıköy
Küçükçekmece (İslam Dünyası)
Maltepe
Sanayi Mahallesi (Davet-Der)
Ümraniye (Özgür-Der Şubesi)


ANADOLU'da

Ankara, Adana, Akhisar, Bartın, Batman, Bingöl, Bursa, Çorum, Diyarbakır, Elazığ, Eynesil, Isparta, İzmir, Kahramanmaraş, Mardin, Muş, Sakarya, Sapanca, Sivas, Tatvan, Van, Yalova, Zonguldak


Bu şehirlerde toplu abone kampanyasına dahil olmak isteyenler de, farklı şehir ve ilçelerde yeni abone kampanyası organize edenler de bir açıklama yazarak adres ve telefon bildirimiyle şu adrese başvurmalıdırlar:

menartefsiri@gmail.com


Bireysel Abone:


Bireysel abone olacakların ise %50 indirim ile ilk 3 cildin ederi olan 45 TL'yi aşağıdaki hesaplardan birisine yatırmaları gerekmektedir. Aboneler daha sonraki aylarda ise her gönderilen kitabın indirimli ücretini gönderildiği ay içinde aynı hesaba yatıracaklardır.


Bireysel abonelik için Ekin Yayınları'nın hesapları şunlardır:

Posta Çeki Hesabı: 5088025 / Mustafa Bahadır Kurbanoğlu
TC Ziraat Bankası İBAN: 3200010004884922919275001


Muhammed Abduh'un Tefsir'in Girişindeki Duası ! :


DUA


Rabbimiz! Sana tevekkül eder, günahlarımızdan arınıp yalnız Sana yönelmeye çalışırız. Muhakkak ki dönüş yalnız sanadır.


Rabbimiz! Bizi inkâr edenlere bir fitne kılma ve bizi affet. Rabbimiz, doğrusu Sen şanı büyük olansın, hâkimsin.


Ya Rab! Fazlının kapılarını bize aç, kavlinin sırlarından dilediğini bize öğret ve bizi Sana hangi lisan ve hangi uzuvlarla şükredeceğimize yönelt. Yaratılmışlar içinde hakkı kabule yatkın olanları irşad etmek için hakkı izah etme noktasında yardımını diliyoruz. Senin apaçık kitabın olan Kur'ân'ın yüce bir kelime olarak hâkim hale gelmesini ve rasullerin sonuncusu olan Muhammed'in (s) ve tüm nebilerin rehberliğine gereğince uyanlara büyük bir güç kaynağı olmasını diliyoruz.


Allah'ım! Eza ve cefaya duçar olmuş bu ümmeti esenliğe ve afiyete ilet. Ve bu ümmeti, kurtuluşa erenlere, erdirenlere bir düşman; sapıklığa düşenlere, düşürenlere bir fitne kılma!


Şeyh Muhammed Abduh


***


Tefsir Çevirisi Hakkında Editör'ün Açıklaması:


Bu tefsirin çevirisi bir heyet olarak Prof. Dr. Mehmet Erdoğan'ın başkanlığında Ali Rıza Temel, Dr. Niyazi Beki, Dr. Nusret Bolelli, Dr. İbrahim Tüfekçi, Dr. Rahmi Yaran tarafından yapılmıştır. Tefsir, M. Reşid Rıza'nın vefat ettiği 1935 yılına değin Yusuf Sûresi'nin 54. ayetine kadar tamamlanabilmiştir. Muhammed Abduh'un ayrıca gerçekleştirdiği Amme Cüzü Tefsiri'nin çevirisi ise Oktay Altın tarafından yeniden elden geçirilmiş ve tefsirin sonuna eklenmiştir.


Tefsir çevirisinin bazı bölümleri ilk redaksiyon çalışmaları sırasında bir aksilik sonucunda zayi olmuş; zayi olan bölümler Harun Ünal'a yeniden çevirtilirken, çevirilerin tümü de yeniden redakte edilmiştir.


Tefsirin gerek yazımı hakkında gerek takip ettiği metod konusunda Muhammed Reşid Rıza'nın "Başlangıç" ve Muhammed Abduh'un "Giriş" yazısında gerekli malumata yer verildiği için yayıncı olarak bir ön yazı yazmayı gerekli görmedik. Tefsir ve tefsir metodolojisiyle ilgili olarak Muhammed Abduh ve Muhammed Reşid Rıza; ayrıca bu iki ıslah öncüsünü de etkileyen Cemaleddin Afganî hakkında yeteri kadar aydınlatıcı bilginin Türkçe neşriyatta olduğu düşüncesiyle de girişe yeni bir biyografi çalışması yapıp koymadık.


(Bu kişiler hakkında Haksöz-Haber sitesindeki Haksöz Okulu arşivinden veya Ekin Yayınları'nın bastığı "İslami Mücadelede Öncü Şahsiyetler" ve Hayrettin Karaman'ın İz Yayıncılık'tan çıkan "Gerçek İslam'da Birlik" kitabından gerekli bilgilere ulaşabilinir.)


Ayrıca gaybi konularda tefsirin ilk bölümlerinde yer alan ve delâleti açık muhkem nass'ı ön planda tutan usule rağmen, zaman zaman bu usul ile mutabık olmayan bazı açıklamalarla karşı karşıya kaldık. Bu gibi hallerde gerekli olan yerlere kısa dipnotlar düştük. Bu dipnotlarla ya tefsirde işlenen ve muhkem/yakînî ölçüleri önceleyen tespitlere ya da konuyla ilgili delâleti açık ayetlere göndermelerde bulunduk.


Redaksiyon Sorumlusu Hamza Türkmen


Haksöz


www.timeturk.com - 13 Mayıs 2011 Cuma - 15:45