7 Mayıs 2011 Cumartesi

“İNCELEME-ARAŞTIRMA, ROMAN ve HİKÂYE-2011 YARIŞMASI” BAŞLADI


İLESAM-AKÇAĞ işbirliği ile İnceleme-Araştırma, Roman ve Hikâye Yarışması-2011 düzenlendi. Bu günden itibaren başlayan başvurular; 30 Aralık 2011 tarihinde sona erecek.



Türkiye İlim ve Edebiyat Eseri Sahipleri Meslek Birliği (İLESAM) ve AKÇAĞ Yayınevi, Türk Edebiyatına yeni eserler ve isimler kazandırmak, Türk Edebiyatına ve Türk kültürüne hizmet etmek amacıyla İnceleme-Araştırma, Roman ve Hikâye alanında (KİTAP DOSYASI) 2011 yılında yapılacak bir yarışma düzenleyecektir.



YARIŞMANIN AMACI:


- Sanata ve edebiyata karşı bir heves oluşturmak, genç kuşaklar arasından yeni yete¬nekler çıkmasına vesile olmak,
-İnceleme ve araştırmayı teşvik etmek,
-Türk Edebiyatına yeni eserler kazandırmak,
-Türk Edebiyatına ve Türk kültürüne hizmet etmek,
-Türkçemizin güzel örneklerle zenginleşmesini sağlamaktır.


ORGANLAR:


A-) ÖDÜL YÜRÜTME KURULU: Ödül ile ilgili tüm kurumsal işler, İLESAM adına Cemal Tuzcuoğulları ve İbrahim Albayrak, Akçağ Yayınevi adına Erdal Kutlu’dan oluşan Yürütme Kurulu tarafından düzenlenip yürütülür.


B-) YARIŞMA SEÇİCİ KURULU: Yarışmaya katılan eserler Seçici Kurul tarafından değerlendirilir. 2011 Yılı “İLESAM-AKÇAĞ İnceleme-Araştırma, Roman ve Hikâye yarışması Seçici Kurulu; Mehmet Nuri Parmaksız, Ahmet Hikmet Ünalmış, Prof. Dr. Tuncer Gülensoy, Prof. Dr. Nurullah Çetin, Prof. Dr. Özkul Çobanoğlu, İlter Yeşilay, Pehlivan Uzun, Mustafa Firengiz ve Arif Bük’ten oluşmaktadır.


C-) SEKRETARYA: ‘İLESAM-AKÇAĞ İnceleme-Araştırma, Roman ve Hikâye Yarışması’nın her tür iletişim ve yazışma hizmetleri Yarışma Sekretaryası tarafından yürütülür. Yarışma Sekretaryası, İLESAM Genel Merkezi’dir.


Adres: İLESAM GENEL MERKEZİ/ İzmir 1. Cad. No: 33/16 Aydın Apartmanı, Kat:4 Kızılay / ANKARA


Tel : 0 312 419 49 38 -417 52 65
Faks: 0 312 419 49 39


http://www.ilesam.org.tr/



KATILIM ŞARTLARI:


1. Yarışmanın son başvuru tarihi, 30 Aralık 2011’dir. Bu tarihten sonra gelecek eser dosyaları kabul edilmeyecektir.


2. Yarışmaya, yayınlanmamış bir inceleme-araştırma, bir roman, bir hikâye dosyası ile yurt içi ve yurt dışından herkes katılabilir.


3. Yarışma dosyalarından İnceleme-Araştırma alanı sadece Edebiyat-Tarih ve Sosyoloji alanları için açılmıştır. Roman ve Hikâye dosyalarında konu ve uzunluk serbesttir. Eserlerin içeriği millî ve manevî değerlerimize aykırı olmayacaktır. Eserlerde kullanılan Dil, Türkiye Türkçesi olacaktır.


4. Eser dosyaları bilgisayarla 12 punto yazılacak ve A4 kâğıda 1 nüsha olarak gönderilecektir. Ayrıca daha sonra dereceye giren eser dosyaları kitaplaşacağı için, eser dosyasının, Word formatında hazırlanmış CD’ye yüklenmiş haliyle de gönderilmesi gerekmektedir. Eserler, Türk Dili ve imla kurallarına uygun olacaktır. Yarışmacılar eser dosya metnini belirtilen iletişim adresine göndermelidir.


5. Eserin üzerinde (herhangi bir sayfasında) kimlik bilgileri yer almayacaktır. Bunun yerine, rumuz yazılacaktır. Yarışmacının adı, soyadı, telefonu (cep, ev, iş), adres ve e-mail bilgileri, kapalı bir zarf içinde gönderilecektir.


6. Yarışmanın sonuçları 2012 yılı Şubat ayı içinde açıklanacaktır.


7. Yarışmaya katılan dosyalardan İnceleme-Araştırma, Roman ve Hikâye türlerinde sadece 1. olan eserler Akçağ Yayınevi tarafından yayımlanacaktır. Yarışmaya gönderilen eser dosyalarından birinci olan eserlerin ilk baskısı için telif ücreti olarak dosya sahibine 2000 TL ve 50 hediye kitap verilecektir. (Daha sonraki baskılar için yazarla yayınevi arasında farklı bir telif anlaşması yapılabilir). Yarışmaya gönderilen hiçbir eser dosyası iade edilmeyecektir.


8. Yarışmanın ödülleri; Mart ayı içinde (2012) düzenlenecek törenle sahiplerine verilecektir.


9. Yarışmaya katılacak eser dosyaları, 2011 Mayıs ayından önce hiçbir yerde yayımlanmamış olacaktır.


10. Yarışmaya eser dosyası ile katılanlar eserin bütünüyle kendilerine ait olduğunu ve bugüne kadar düzenlenen hiçbir yarışmaya göndermediklerini, eser dosyalarına hiçbir şekilde basılması için muvafakat vermediklerini, hiçbir kuruma kayıt ettirmediklerini; İLESAM-AKÇAĞ işbirliğinde düzenlenen yarışma şartnamesini aynen kabul ettiklerini belirten yazılı ve imzalı EK-1 belgeyi İLESAM Genel Merkezi’ne göndermekle/vermekle yükümlüdürler.


11. Yarışmaya gönderilen eserlerin, bu şartnamenin herhangi bir maddesine aykırılığının tespit edilmesi durumunda, söz konusu eserler yarışma dışı bırakılır.



ESERLERİN TESLİMİ


Yarışmaya katılacak dosya sahipleri eserlerini kendileri veya bir yakınları aracılığı ile:


İLESAM GENEL MERKEZİ / İzmir 1. Cad. No: 33/16 Aydın Apartmanı, Kat:4 Kızılay / ANKARA adresine elden teslim edecek veya ettireceklerdir. Posta ile de gönderebilirler. Ancak, postayla ya da başka bir yolla gönderilen eserlerde evrakların korunması ve yarışma şartlarına uygun olarak ulaştırılması hususunda İLESAM ve AKÇAĞ yayınevi sorumluluk kabul etmez.



YARIŞMA TAKVİMİ


1) Bu şartnamenin yayımlandığı, yarışmaya davet niteliğindeki afiş, billboard haber, v.s gibi unsurların kamuoyuna duyurulduğu tarihten itibaren yarışma başlamıştır.

2) 30 Aralık 2011 Başvuruların bitiş tarihi

3) Sonuçların Açıklanması ve Ödül Törenleri


Yarışmaya gönderilen eserler arasından Seçici Kurul tarafından ödül kazandığı tespit edilen eserler 2012 yılı Şubat ayı içinde basın açıklaması ile duyurulacaktır. Ödül Töreni, 2012 Mart ayı içinde sonradan duyurulacak bir tarihte yapılacaktır.



ÖDÜLLER:


1. İNCELEME-ARAŞTIRMA DOSYASI (Edebiyat-Tarih ve Sosyoloji):


1. Olan Eser 2000 TL. Para Ödülü ile ödüllendirilecektir.


2. ROMAN DOSYASI:


1. Olan Eser 2000 TL. Para Ödülü ile ödüllendirilecektir.


3. HİKÂYE DOSYASI:


1. Olan Eser 2000 TL. Para Ödülü ile ödüllendirilecektir.


(EK-1)

Her Yarışmacının imzalaması ve yarışmaya göndermesi zorunludur. Her eser dosyası için bir tane hazırlanması yeterlidir.

ROMAN / HİKÂYE / ŞİİR YARIŞMASI ESER KATILIM DİLEKÇESİ

İLESAM Genel Merkezi’ne,

İLESAM-AKÇAĞ Yayınevi İnceleme-Araştırma / Roman / Hikaye Yarışması’na gönderdiğim eser dosyası………………….…kategorisinde değerlendirilmek üzere……………….rumuz/rumuzlarını taşıyan eser/eserler bütünüyle kendime aittir.

İLESAM-AKÇAĞ Yayınevi İnceleme-Araştırma, Roman ve Hikâye Yarışması Şartname hükümlerini aynen kabul ve taahhüt ettiğimi arz ederim.
... /... / 2011

ESER SAHİBİ ADI – SOYADI
İMZA


ESER SAHİBİNİN RUMUZU/RUMUZLARI:
ESER SAHİBİNİN ADRESİ :
T.C. KİMLİK NOSU :
E-posta :
TELEFON :
Sabit :
Mobil :
Faks :

Daha fazla bilgi için:
www.ilesam.org.tr ve www.akcag.com.tr adresine bakabilirsiniz.

TEMA’DAN SİYASİLERE TARİHİ ÇAĞRI


12 Haziran’da yapılacak olan 24. Milletvekili seçimlerine katılan siyasi partilerin çalışmaları tüm hızıyla sürüyor.

TEMA Vakfı’ndan tüm siyasilere tarihi çağrı: “Salt ekonomi odaklı projeler dönemi bitmeli, Ekolojik Siyaset dönemi başlamalıdır.”



Konu ile ilgili bir basın açıklaması yapan TEMA Vakfı Trabzon Temsilcisi ve Doğal ve Tarihi Değerleri Koruma Derneği Başkanı Yrd. Doç. Dr. COŞKUN ERÜZ, TEMA Vakfı’nın da hedeflerini açıkladı.


BASIN AÇIKLAMASI ve VERİLEN EK BİLGİLER ŞÖYLE:


MERHABALAR, SAYIN DOĞA VE TARİH DOSTLARI VE BASIN TEMSİLCİLERİ!


“18 yıldır vatan toprağı ve doğal varlıkların korunması, sürdürülebilir kullanımı konusunda kararlı bir şekilde mücadele eden, bizlerinde gönüllüsü olduğumuz TEMA Vakfı tarafından, Haziran milletvekili seçimleri öncesi, bu ülkenin geleceğini beş yıl boyunca şekillendirecek olan siyasi partiler ve milletvekilli adaylarına ve bu adaylara oy verecek biz oy verenlere sosyal ve yaşadığı dünyaya karşı olan sorumluluğu hatırlatmak üzere bir bildiri yayınlanmıştır.

TEMA Trabzon Temsilciliği ve Doğal ve Tarihi Değerleri Koruma Derneği gönüllü ve üyeleri olarak bizlerde bölge milletvekili adayları ve siyasi partilerinden aynı duyarlılığı göstermesini ve ekonomiden değil , önce yaşamımızı sağlayan ekolojiden yana tavır almalarını talep ediyoruz.


Desteğimiz doğaya saygılı olan siyasetedir.


Unutulmamalıdır ki toprak yoksa, su yoksa, temiz hava yoksa, yok saydığımız önemsemediğiniz canlılar yoksa bir gün bizde yok olacağız. Yok olmadan sahip çıkmak için YEŞİLE DUYARLI, DOĞAYA SAYGILI Siyaset istiyoruz. Siyaseti bizim doğamızı yok eden uygulamalara onay vererek, göz yumarak bizim vekâletimizi lütfen kötüye kullanmayınız.


Saygılarımızla…”


Yrd. Doç. Dr. COŞKUN ERÜZ


TEMA Vakfı Trabzon Temsilcisi


Doğal ve Tarihi Değerleri Koruma Derneği Başkanı


**


TEMA’dan Siyasilere Çağrı:


“Salt ekonomi odaklı projeler dönemi bitmeli, Ekolojik Siyaset dönemi başlamalıdır”


TEMA Vakfı, Eko-Siyaset Bildirgesi ile siyasi partilere, salt ekonomi odaklı siyasetten vazgeçmeleri çağrısında bulunuyor.


Çevreye etkisi tartışılan yeni büyük projelerin gündemde olduğu bir dönemde Ekolojik Siyaset anlayışının yaygınlaşması için hazırlanan çözüm önerilerini, 6 Mayıs Cuma günü düzenledikleri basın toplantısında, kamuoyu ile paylaşan TEMA Vakfı, seçmenlerden de, destekleyecekleri siyasi partinin temel insan hakkı olan Çevre Hakkını nasıl koruyacağını sorgulamalarını istiyor.


Gündemdeki büyük projelerin salt ekonomi odaklı olduğuna dikkat çeken TEMA Vakfı, çevreye verilen ve verilecek olan zararların, siyasiler tarafından göz ardı edilmesinin, sürdürülebilir yaşam ve gelişme için kabul edilemez olduğunu belirtti. Ekolojik dengeyi ve doğal yaşam alanlarını görmezden gelmenin geri dönülemez çevre tahribatlarına yol açtığına dikkat çeken TEMA Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı A. Doğan Arıkan:

“Doğal varlıklarımızı, alınıp satılacak kullanım malı değil, korunması gereken değerler olarak kabul edip doğaya ve topluma karşı sorumlu projeler geliştirmeliyiz” dedi.


TEMA Vakfı danışmanları ve uzmanları tarafından hazırlanan Eko-Siyaset Bildirgesi, 12 Haziran Genel Seçimleri öncesi siyasi partilere ve seçmenlere bir çağrı niteliği taşıyor. Sadece ekonomi odaklı projelerin yapılması halinde, ortaya çıkacak büyük çevre tahribatlarının önüne geçmek adına tespitler ve çözüm önerileri sunan Eko-Siyaset bildirgesinin amacı, siyasi partilerin, söz konusu bildirgede yer alan maddeleri parti programlarına almalarını sağlamak.


Ekolojik dengenin ve doğal varlıkların korunması adına, Eko-Siyaset Bildirgesi’nde sunulan yönetimsel ve hukuksal düzenlemelerin zaman kaybetmeden hayata geçirilmesi gerektiğinin altını çizen TEMA Vakfı, Türkiye’nin reel büyümesinin ancak bu çerçevede mümkün olacağını belirtti. Konu ile ilgili açıklama yapan TEMA Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi H. Ersin Özince, şöyle dedi:


“Ben, burada bankacı kimliğimle değil, TEMA Vakfı gönüllüsü olarak bulunuyorum. Eko Siyaset Bildirgesi içerisinde, insanı ve doğayı birlikte korumak ve yönetmek için gerekli tüm formüller mevcut. Doğayı korumak için kurallar kesin olarak belirlenmeli; böyle olursa, sürdürülebilir yaşamı mümkün kılan tüm dinamikleri bir araya getirmiş ve yol haritamızı belirlemiş oluruz. Önemli olan bu birlikteliğe odaklanmaktır.”


TEMA Vakfı Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Deniz Ataç ise,


“TEMA, çevre hakkının sürdürülebilir yaşam için olmazsa olmaz bir insan hakkı olduğu gerçeğinden yola çıkarak, Eko-Siyaset bildirgesini hazırladı” dedi.

Deniz Ataç, bildirge ile ilgili olarak, siyasi partilerin gelişme programları kapsamında, Çevre ve Doğal Varlık Yönetimlerini hazırlayarak acilen kamuoyuna sunmaları gerektiğini sözlerine ekledi.


Eko-Siyaset, sadece insanın değil, canlı cansız tüm varlıkların yaşam hakkını koruma anlayışına inanmayı gerektiriyor. TEMA Vakfı, toprağı, suyu, ormanı bereketli, ekonomisi güçlü ve toplumu mutlu bir Türkiye için, tüm siyasi partilerimize katkıda bulunmayı, toplumu bilgilendirmeyi, temel yurt görevi ve topluma karşı sorumluluk sayıyor.


TÜRKİYE ÇÖL OLMASIN! TEMA VAKFI




Editöre Notlar:


Toprağımız, Hızla Ayağımızın Altından Kayıyor


Kökleriyle toprağı saracak, suyu tutacak bitki örtüsünden yoksun kalan topraklarımız, suyla, rüzgârla aşınıp, taşınıyor. Dünya, yılda ortalama 142 ton/ km2, Türkiye tek başına 955 ton/ km2 toprağını erozyonla kaybediyor. Ülke yüzeyimiz her yıl 0,8 mm aşınırken; topraklarımızın sadece % 7’sinde erozyon yok.


Toprak olmazsa üretim yapamaz, gıda güvenliği sağlanamaz. Gıdanızı kendiniz üretmezseniz, dışarıdan çok yüksek fiyatlara, satmak istedikleri takdirde, satın alabilirsiniz. Gıdanız olmazsa aç kalır, başkalarına muhtaç olursunuz.


Çözüm için; 5403 Sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanım Kanunu, toprağın korunması yönünde iyileştirilmeli, tüm maddeleri acilen uygulanmalı.


Türkiye, Toprak Rezervi Kalmayan 19 Ülkeden Biri


Ülkemizde, toplam yüzölçümünün 1/3’ü olan, 22 milyon hektar tarım alanında üretim yapabiliyoruz. Bu arazinin ancak yarıya yakını verimli tarım arazisi niteliğinde. Binlerce yıldır üzerinde yaşayan insanları besleyen yorgun Anadolu toprağı, amaç dışı kullanımlar, yanlış tarım politikaları ve erozyonla gücünü kaybetmiş durumda. Nüfus ne kadar artarsa artsın, artık yeni toprak rezervimiz kalmadı.


Toprak yoksa üretim de olmaz, soframızda yiyeceğimiz de. Her şey toprağa bağlı olduğu için tarıma elverişli kalan toprağımızı korumak adına önce ondan nasıl yararlanacağımızı belirlemeliyiz. Oysa Türkiye, halen arazi kullanım planlamasını yapmış değil. Tarım arazilerinin üzerine sanayi tesisleri kuruluyor, ormanlar yakılıyor, işgal edilip yapılaşmaya açılıyor, sulak alanlar kurutuluyor.


Çözüm için, topraklarımızı yeteneklerine göre nasıl kullanabileceğimizi belirleyen, nerede tarım yapılıp nerede hangi ürünü üreteceğimiz ve nereyi yapılaşmaya açacağımızı, kesin ve net olarak belirleyen Arazi Kullanım Planlaması’nı yapmalı ve uygulamalıyız.


Kanunun ön görmesine rağmen, bu güne kadar hiçbir adım atılmamış olan BÜYÜK OVALARIN korunması hükmü daha fazla ertelenmemelidir. Tarımsal potansiyeli yüksek ve bozulan-kirlenen ve amaç dışı tabu nedeniyle yok edilen BÜYÜK OVALARIMIZ zaman yitirilmeden Bakanlar Kurulu kararıyla koruma altına alınmalıdır.


Ağaç Sayımız Artıyor, Orman Varlığımız Azalıyor


Ağaç varlığı artan nadir ülkelerden biriyiz. Ağaç varlığımız artıyor, ancak orman varlığımız gitgide azalıyor. Dünyada kişi başına bir futbol sahası düşerken; ülkemizde dörtte bir futbol sahası büyüklüğünde orman alanı düşüyor. Orman, sadece yan yana gelmiş ağaç topluluğu değil; orman canlı ve cansız varlıkların oluşturduğu toprağı, suyu, havayı koruyan bir ekosistemdir. Doğal, yaşlı ve karışık ormanlar, biyolojik çeşitliliğin ve ekosistem sağlığının teminatıdır. Toprak ve su dengesini sağlaması, net karbon birikimini ve oksijen üretim miktarını tutma kapasitelerinin yüksekliği ile ormanlar yaşamsal öneme sahiptirler.


Çözüm için; ormanlarımızdan sadece yararlanmaya odaklı siyaset anlayışı sonlandırılmalı; başta Anayasa olmak üzere ilgili yasalarda ve yönetimsel düzenlemelerde ekosistemi her yönüyle koruyan ve sahip çıkan değişiklikler yapılmalıdır. Ormanları işgal edenlerin hak sahibi yapılarak ödüllendirildiği anlayıştan vazgeçilmelidir. 2/B sorunu satışla değil, insanları mağdur etmeden ‘süreli mülkiyet’ gibi yeni yöntemlerle çözülmelidir. Anayasa’nın 169/son maddesi ve Orman Kanunu’nun 2/B maddesi kaldırılarak yeni 2/B’lerin oluşması önlenmelidir.


Artık ‘SUDAN UCUZ’ Devri Kapandı, ‘SU GİBİ DEĞERLİ’ Devri Başladı


Türkiye’nin tüketilebilir yer üstü ve yer altı su potansiyeli yılda ortalama 112 milyar m3. Ülkemizde kişi başına yıllık hakkımız olan su ise, sadece 1.430 m3. Sanıldığı gibi su zengini değil, su azlığı yaşayan bir ülkeyiz.


Kanada, kişi başına 92.000 m3 ile su zenginliğinde dünya genelinde birinci sırada. Bir Kanadalı, yılda bir Türk vatandaşından 64 kat fazla suya ulaşabiliyor. ABD, Kuzey Avrupa Ülkeleri ve İzlanda 10.000 m3'ün üzerinde su potansiyeli ile su zengini ülkeler arasında. Bir Amerikalı veya İzlandalının suyu, bizden 6 kat fazla.


Dünya üzerindeki tatlı su varlığının sadece % 1.76’sı insan kullanımına uygun. Artık ‘sudan ucuz’ devri kapandı ‘su gibi değerli’ devri başladı. Suyun petrolden daha değerli olduğu anlaşıldı. İklim değişikliği nedeniyle içinde bulunduğumuz coğrafya çölleşiyor. Su paylaşımı için çıkabilecek savaşlar uzak değil.


ÇÖZÜM İÇİN; SU YASASI ACİLEN ÇIKARTILMALIDIR.


Toprak Koruma ve Arazi Kullanım Kanunu’nun orijinal taslağını hazırlayan TEMA, ülkesine ve toplumuna duyduğu sorumluluğun gereğini bu konuda da yerine getirmeye çalışmış ve temel nitelikli bir SU KANUN TASARI taslağını hazırlamıştır.


HABER: Trabzon Haber Ajansı – 06.05.2011 Cuma

6 Mayıs 2011 Cuma

AKÇAABAT HAÇKALI BABA DEVLET HASTANESİ, 9 MAYIS PAZARTESİ GÜNÜ HİZMETE BAŞLIYOR


Trabzon’a bağlı Akçaabat Yaylacık Mahallesi eski Karayolları 105. Şefliğinin arazisine inşa edilen Akçaabat Haçkalı Baba Devlet Hastanesi Pazartesi (09 Mayıs 2011) günü hizmete başlıyor.


Akçaabat'ta eski Karayolları 105. Şube Şefliği arazisi üzerine Toplu Konut İdaresi (TOKİ) tarafından yaptırılan ve Akçaabat Haçkalı Baba Devlet Hastanesi adı verilen hastane, 09 Mayıs 2011 Pazartesi günü hasta kabulüne başlayacak.


Hastanenin hizmete açılışının 9 Mayıs 2011 pazartesi Günü Saat 15.00’ de Trabzon Valisi Dr. Recep Kızılcık tarafından açılması bekleniyor.


Hafta sonu tüm müştemilatın yeni Akçaabat Haçkalı Baba Devlet Hastanesi’ne taşınması ve artık tüm hastaların yeni hastanede bakılması bekleniyor.


MİLLETVEKİLİ CUMUR’A TEŞEKKÜRLER…


Akçaabat’ın en güzel ve merkezi yerinde böyle güzel bir Hastanenin yapılmasında en büyük pay ve emek sahibi Trabzon 23. Dönem Milletvekili Sayın Mustafa Cumur’a teşekkürler. Ne plaket, ne şilt, ne madalya ve ne de ödül gerekmez. Çünkü halkın hayır duası ona yeter.


Haçkalı (Hoca) Baba Devlet Hastanesinin hizmete açılışının hayırlı olmasını Allah’tan diler, tüm kadrosuyla başarılı çalışmalara imza atılmasını temenni ederiz.


NOT: Başarılarını kanıtlamış, üstün deneyimli eski başhekim Uzm. Dr. Hasan Akyüz’ün de mağdur edilmemesini ve en iyi yerde değerlendirilmesini ilgili ve yetkililerden bekliyoruz.


HABER-FOTO: Trabzon haber Ajan-06.05.2011 Cuma

GAZETECİ NURGÜL GÜNAYDIN ‘YILIN ANNESİ’ SEÇİLDİ


Trabzon İl Genel Meclisinin iki anne üyesi Arzu Yalçınalp ile Yüksel Coşkun, Anneler Derneğince; “ANNELER GÜNÜ” kutlandı. Ve Gazeteci Nurgül Günaydın, meclis tarafından yılın annesi seçildi.



Trabzon İl Genel Meclisi; Mayıs ayının son toplantısında İl Genel Meclisindeki anne olan üyelerinin anneler gününü kutladı.


İl Genel Meclisindeki iki anne üyesi; Arzu Yalçınalp ile Yüksel Coşkun’a Trabzon Anneler Derneği Başkanı Ziynet Şener tarafından çiçek takdim edilerek, 8 Mayıs Anneler Günü kutlandı.


Bu arada meclisin iki anne üyesi de İl Genel Meclisi adına Trabzon’da eşini trajik bir trafik kazası ile kaybeden ikiz iki oğlu ile fedakârca hayata tutunan gazeteci yazar Nurgül Günaydın’ı yılın annesi olarak seçti.


Başarılı bir gazeteci ve bir anne Nurgul Kurum Günaydın SP İl Kongresinde haber peinde; FOTO: Muhammet YAVRUOĞLU

Gazeteci Nurgül Günaydın’a İl Genel Meclisi adına plaket takdim edildi.


İl Genel Meclisinde görev yapan iki anne Arzu Yalçınalp ile Yüksel Coşkun; “Cennetin annelerin ayakları altında olduğunu biliyoruz. Anneler en yüce değerdir. Anne olarak meclis üyeliği görevini de yürütmemizde bütün annelerin temsilcisi olduğumuzun bilinciyle görev yapıyoruz” dediler.


HABER-FOTO: Erdoğan TAFLAN – 06.05.2011 Cuma

VALİ KIZILCIK, ANNELER GÜNÜNÜ KUTLADI


Trabzon Valisi Dr. Recep Kızılcık, 8 Mayıs 2011 Pazar Günü kutlanacak olan, ‘ANNELER GÜNÜ’ nedeniyle bir mesaj yayınladı.


Vali Kızılcık, mesajında, doğduğu ilk günden başlayarak bir yandan çocuğunun fiziksel ve ruhsal sağlığı için gereken özeni gösteren annelerin, diğer yandan çocuğunu geleceğe hazırlamak, topluma ve insanlığa yararlı olmasını sağlamak için büyük çaba ve fedakârlık gösterdiklerini belirtti.



Vali KIZILCIK, Anneler Günü Mesajında şunları kaydetti;


“Bizi millet yapan değerlerin her birimizde hayat bulmasında, yaşatılmasında hiç şüphesiz, en çok annelerimizin payı vardır. Doğduğu ilk günden başlayarak bir yandan çocuğunun fiziksel ve ruhsal sağlığı için gereken özeni gösteren annelerimiz, diğer yandan çocuğunu geleceğe hazırlamak, topluma ve insanlığa yararlı olmasını sağlamak için büyük çaba gösterirler.


Peygamberimiz Hz. Muhammed’in ‘Cennet anaların ayağı altındadır’ ve Mustafa Kemal Atatürk’ün ‘Dünyada her güzel şey anaların eseridir’ diye tarif ettiği, aile yaşamının ve toplum yapısının güvencesi; sevgiyi, vefayı, cefayı, şefkati, imkânsızı başarmanın örneklerini kendilerinde gördüğümüz başta şehitlerimizin anneleri olmak üzere, tüm annelerin Anneler Gününü kutluyor, sevgi ve saygılarımı sunuyorum. Sağlıklı, mutlu bir ömür sürmenizi gönülden diliyorum.”


(VB-06.05.2011 Cuma)

‘VAKIFLAR HAFTASI’ KUTLAMALARI 9 MAYIS’TA BAŞLIYOR



Bu yıl Vakıflar Haftası Kutlamaları; 09-15 Mayıs 2011 tarihleri arasında tüm yurtta ve Trabzon Vakıflar Bölge Müdürlüğüne bağlı illerde çeşitli etkinliklerle kutlanacak.


Türk-İslam Medeniyet tarihinde çok önemli yere sahip Vakıflarla ilgili geleneksel hale gelen Vakıflar Haftası Kutlamaları; bu yıl, 09-15 Mayıs 2011 tarihleri arasında tüm yurtta ve Trabzon Vakıflar Bölge Müdürlüğüne bağlı Trabzon, Rize, Giresun, Artvin ve Gümüşhane illerinde bir dizi etkinlikle kutlanacak.

FOTO: Muhammet YAVRUOĞLU

Trabzon Valiliğince bastırılan davetiye ile etkinliklere katılmak üzere tüm vatandaşlar davet edilmektedir.

VAKIF NEDİR ?

Vakıf; yorgunu dinlendiren misafirhane, yetimi barındıran yurt, yoksulu güldüren yuvadır.

Vakıf kurumu; insanın insana, hatta insanın tüm canlılara sunabileceği hizmetin tümüdür.

VAKIFLAR

Sayısız yaraya merhem oldunuz,
Yuvasız yavruya yuva kurdunuz,
Her hizmeti önlerine serdiniz,
İnsan abidesi yüce vakıflar.

Hastalara ilaç alıp koştunuz,
Düşkünlere siz her zaman dostsunuz.
Hem kazaya, hem kültüre koştunuz,
Hizmet abidesi yüce vakıflar.

Sarılamayan yara kalmaz sayende
Çıkar gözetmeksizin sen bu gayende,
Kimsesizi güldürdük biz sayende,
Hizmet abidesi yüce vakıflar.

Amacın hep hizmet etmek insana,
Yardımını esirgemedin bana,
Nice saygı, nice hürmet hep sana,
Hizmet abidesi yüce vakıflar.

Hakkı ÇEBİ

TRABZON HABER AJANSI-06.05.2011 Cuma

5 Mayıs 2011 Perşembe

PROF.DR. ASLAN DİLAVER, GÖZYAŞLARI ve DUALARLA UĞURLANDI


Önceki gün Hakk’ın rahmetine kavuşan Prof. Dr. Aslan Dilaver(60) için bugün saat 10.00’da KTÜ Harita Mühendisliği Bölümü önünde düzenlenen törenin ardından öğle namazını müteakip Sürmene Aksu Köyü Camiinde kılınan cenaze namazından sonra aynı yerde toprağa verildi.


Önceki gün Hakk’ın rahmetine kavuşan KTÜ Mühendislik Fakültesi Harita Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Aslan Dilaver(60) için bugün (05.05.2011 Perşembe Günü) saat 10.00’da Harita Mühendisliği Bölümü önünde düzenlenen törenin ardından öğle namazını müteakip Sürmene Aksu Köyü Camiinde kılınan cenaze namazından sonra naşı toprağa verildi.


KTÜ’ deki törene KTÜ Rektörü İbrahim Özen, Rektör Yardımcıları, Hukuk Fakültesi Dekanı Osman Pehlivan, Bazı Dekanlar, Harita Mühendisliği Bölüm başkanı Prof. Dr. Cemal Bıyık, Ak Parti Trabzon Milletvekili adayı Prof. Dr. Aydın Bıyıklıoğlu, CHP Milletvekili adaylarından M. Volkan Canalioğlu, Güzide Uzun, D.İ.Başkanlığı eski Daire Başkanlarından Şükrü Öztürk, Trabzon Kadastro Bölge Müdür Yardımcıları Fatih Hacıhasanoğlu, Şükrü Demir, Eski HKMO Trabzon Şube Başkanlarından Prof. Dr. Haluk Konak, İş adamı Müh. Ülfet Kırcı, Suat Atay, Mevcut Başkan Fazıl Uzun, Çeşitli üniversitelerden öğretim üyeleri, KTÜ’den çeşitli bölüm öğretim üyeleri, öğretim görevlileri, pek çok bürokrat, siyaset adamı, merhum Dilaver’in kayınbabası, akrabaları, dönem arkadaşları, meslektaşları, Öğrenci Derneği Başkanı Kürşat Gürsoy, öğrenciler, pek çok KTÜ çalışanı memurlar, Bazı sivil toplum kuruluşlarının yöneticileri ve halktan çok sayıda vatandaş cenaze törenine katıldı.




Törene katılacaklar Harita Mühendisliği Bölümü önündeki alanda toplanırken görevlilerce merhum Dilaver’in küçük bir fotoğrafı törene katılanların yakalarına takıldı. Ardından merhum Aslan Dilaver’in tabutu, tören için bugün (05.05.2011 Perşembe Günü) bir ambulansla Saat 10.00 da KTÜ de Harita Mühendisliği Bölümü önüne getirildi.




Merhum Dilaver’in tabutu, Türk Bayrağı ve KTÜ logosunu içeren örtü ile sarıldı. Törende dağıtılan kırmızı karanfiller merhum Dilaver’in tabutunun üzerine konuldu. Bu sırada tabutun başına gelen Dilaver’in eşinin gözyaşları herkesi ağlattı.




Törende Sunuculuğu öğretim görevlisi Ahmet Akyol yaptı. Merhum Dilaver’in özgeçmişi okundu.


Ardından Öğrenci Derneği Başkanı Kürşat Gürsoy söz aldı. Gürsoy, hayat akışının manevi yönüne vurgu yaparak, Dilaver’in kişiliği hakkında görüşlerini dile getirdi.


Ardından K.Ü. öğretim üyesi Prof. Dr. Haluk Konak söz aldı. Konak da Yunus Emre, Dede Korkut gibi Anadolu’dan çıkan bilge insanlara değinerek, bilge bir insanı kaybetmenin üzüntüsünü yaşadıklarını belirtti.


Ardından Harita Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Cemal Bıyık söz aldı. Bıyık, çok değerli bir bilim adamını kaybetmenin üzüntüsünü yaşadıklarını belirterek, “Merhum Dilaver’e Allah’tan rahmet, ailesine ve sevenlerine sabırlar diliyorum” dedi.





Bundan sonra Üniversite Camii'nin imamı helallik ve dua için davet edildi. Kısa bir konuşmadan sonra D.İ.Başkanlığı eski Daire Başkanlarından Şükrü Öztürk’ü davet etti. Bir konuşma yapan Öztürk, helallik alındıktan sonra güzel bir dua ile tören sona erdi. Törene katılanlar Merhum Dilaver’in ailesine ve akrabalarına taziyede bulundular. Bir süre cenaze ambulansta bekletildi. Öğle namazına yakın cenaze arabası konvoyla birlikte Sürmene İlçesine bağlı Aksu Köyü Camiine götürüldü.



KTÜ de düzenlenen törenden sonra merhum Dilaver’in cenazesi, Sürmene Aksu Köyüne götürüldü. Merhum Dilaver’in cenaze namazı Aksu Köyü Camiinde öğle namazını müteakip kılınan cenaze namazından sonra aynı yerdeki aile kabristanlığında dualar ve gözyaşları arasında toprağa verildi.



Bilindiği üzere KTÜ Mühendislik Fakültesi Jeodezi ve Fotogrametri Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Aslan Dilaver(60), önceki gün (03.05.2011 Salı günü) saat 15.00 civarında Hakk’ın rahmetine kavuşmuştu.

Merhum Dilaver, 1 ay kadar önce Trabzon Ahi Evren Göğüs Kalp-Damar Cerrahi Hastanesinde Bypass ameliyatı geçirerek iki adet kalp damarı değiştirilmiş, ancak ameliyat sonrası böbreklerden atılması gereken ilacın böbrek yetersizliğine ve enfeksiyona sebebiyet vermesi nedeniyle KTÜ Tıp Fakültesi Farabi Hastanesinde yoğun bakıma alınmış ve yapılan tüm müdahalelere rağmen hayatını kaybetmişti.

Karadeniz Teknik Üniversitesi(KTÜ) Mühendislik Fakültesi Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisliği Bölümünde öğretim üyesi 1951 Sürmene doğumlu olan Prof. Dr. Aslan Dilaver, KTÜ Mühendislik Fakültesi Jeodezi Mühendisliği Bölümünde ‘Dengeleme Hesabı’ üzerine dersler veriyordu.

Merhum Dilaver 1994’te doçent, 2000 yılında da profesörlük kadrosuna atanmış olup İngilizce, Fransızca ve Rusça biliyordu. 60 yaşında hayatını kaybeden Dilaver; evli ve 2 erkek çocuk babasıydı.

Merhuma Allah’tan rahmet, ailesine ve sevenlerine sabırlar dileriz.

HABER: TRABZON HABER AJANSI – 05.05.2011 Perşembe

CENAZEDEN FOTOĞRAFLAR:






















































FOTOĞRAFLAR: Muhammet YAVRUOĞLU - 05.05.2011 Perşembe